Bugün el ve ayaklarımız için bir ürün var blogda. Dr. Cevdet Tuna Peeling Salt veya Farmasi El Ayak Peelingi. Ürünü alalı çok oldu ama daha yeni kullanma fırsatı oluştu ve hemen bekletmeden yazısını yazmak istedim. Hemen başlayalım.
Ürün kavanoz form ve koruyucu folyosu olan bir ambalajda. Tüpte olmasını tercih ederdim. Çünkü ayaklara kullanırken alacağınız miktarı bir defada almanız lazım hijyen açısından. Bir parça alıp ayaklara sürüp tekrar aynı ellerle ürün almak pek hijyenik değil. Neyse onu bir şekilde çözdük, devam edelim. 250 ml.. Vaatlerinde şöyle denilmiş. Yoğun içerikli Dr.C.Tuna El ve Ayak Peeling Tuzu, cildinizi yumuşatır ve doğal ışıltısını geri kazandırır. Cildinizi temizler ve yenilenme sürecine katkıda bulunur.
Eğer cildiniz çok hassas ise sevmeyebilirsiniz, tanecikleri iri. Ama ben oldukça sevdim. Uygulama sonrası ayaklarımın yumuşacık olmasının dışında uygulama esnasında rahatlatıyor olması güzel. Kokusu çok bana göre değil ama sonucu için buna değer diye düşünüyorum.
Ellerde kullanımda da memnun kaldım. Tanecikler iri olduğu için tırnaklarım ve tırnak etlerime kullanamadım. Tırnakları çizip kırılmaya müsait hale getirme ihtimalini göze alamadım işin açığı.
Sonuç olarak gayet başarılı bulduğum bir ayak bakım ürünü diyebilirim. Almaya devam edeceğim.
Google'da "Farmasi peeling salt mantara iyi gelir mi" gibi sorular gördüm. Bir arkadaşım eşinin mantar sorunu için kullanmaya başladı. Oradan bilgi gelir gelmez bu sorunun cevabını da ben size vermiş olacağım.
Hemen bir not: Hayır, yüzünüze kullanamazsınız aman ha!
Mineaderm Anti Selülit Krem yorumlarım ile geldim. Oldukça düzenli kullanmaya çalıştım ve artık sizlerle paylaşabilirim.
Bu ürünü Instagram hesabımda paylaştığım zaman selülitleri yok ediyor mu acaba diye sorular gelmişti. Henüz deneyimlememiş olduğum için yorum yapamadım ama ürünün vaatlerine bakarak 'yok etme' vaadi olmadığını söylemiştim. Peki bu ürün ne için? Bakın adında anti selülit diyor, yani selülit karşıtı.
Şimdi bakalım vaatlerinde ne diyor? Selülit görünüme karşı çift etkili özel aktifler içerir. Cildin elastikiyetini artırmayı destekleyerek selülit oluşumunu engellemeye, sıkılaşmış ve pürüzsüz bir görünüme yardımcı olur. Düzenli kullanımda selülit görünüme sebep olan birikimlere cildin karşı direncini artırır.
Gördüğünüz gibi gayet net açıklanmış.
200 ml boyutunda pompalı bir ambalajda. Koyu kıvamlı bir krem bu. Bileğimde gördüğünüz miktar bir bacak ve kalça kısmına yetiyor. Vücut ısısı ile açılıp dağılmayı kolaylaşıyor.
Banyo sonrası, gördüğünüz miktarda ürünü masajla vücuduma sürdüm. Uygulama sonrası ve ertesi gün pürüzsüz doku ile karşılaştım. Bu durum çok hoşuma gitti. Kokusunu soranlar için, önce keskin bir koku hissediyorsunuz uygulama bittikten sonra o keskin koku yerini hoş ve temiz bir kokuya bırakıyor.
Merak edilen sorunun cevabına gelince; var olan selülitlerim eksilmedi ama yerine yenisi de eklenmedi. Hemen ürünün aktif maddelerini de yazayım Free Green Coffee Extract, Coffea Canephora Robusta, Arnica Montana Flower Extract, Shea Butter, Paullinia Cupana Extract, Tricutum Vulgare Wheate
İçerik incelemesi yaptığımda da gayet başarılı buldum.
Sonuç olarak iyi bir masaj ve bakım kremi, indirimli zamanlarda takip edilip alınabilir. Ürünü almak ya da incelemek isterseniz tam burayı tıklayabilirsiniz
Ziaja Acai Meyvesi Özlü Tonik bugünün ürünü olsun. Instagram'da beni takip edenler bol bol gördüler bu ürünü. Çünkü çok uzun süre sadece bu toniği kullandım, 2 şişe bitirdim. Artık bir zahmet yazayım dedim. içinizde Ziaja Acai Meyvesi Özlü Tonik kullananlar varsa yoruma beklerim.
Ürün 200 ml sprey formda bir şişede. Yorgun, Donuk & Hassas ciltler için. Erken kırışıklık önleyici bakım vaadi var.
Üst deriyi nemlendirdiği ve tonladığı belirtilmiş. Acai Berry, Kalsiyum glukonat, C Vitamini, D-Pantenol, Hiyalüronik asit içeriyor.
Sabah ve akşam cilt temizliğinin son adımı olarak, bahsettiğim gibi uzun bir süre kullandım. Kesinlikle tüm vaatlerini yerine getirdiği kanısındayım. Eğer cildiniz kuru ise Ziaja Acai Meyvesi Özlü Tonik kullanmanızı, bir şans vermenizi öneriyorum.
Ürünü ben bir Watsons alışverişimde almıştım, vaatlerinden dolayı. Denediğim Ziaja ürünlerinin bir çoğundan memnun kalmıştım, bunu da özellikle denemek istedim. İyi ki de almışım.
Esthebella The Renewal Oil yorumları ile geldim. Aslında kendi incelemem değil, bir ön izleme yazısı diyelim. Vaatleri oldukça heyecan veren bir cilt bakım yağı. Şimdi size özelliklerinden ve ne şekilde kullandığımdan ve sonuçlardan bahsedeceğim. İçinizde Esthebella The Renewal Oil kullananlar varsa da yoruma beklerim. Şimdi oldukça dikkatle okuyun olur mu? Başlayalım.
30 ml damlalıklı bir şişede. Şişesini ben oldukça hoş buldum, ya siz? Sarı renkli koyu kıvamlı olmayan bir yağ. Bu ürünün bir özelliği yüzümüzün tüm bölümlerinde kullanabiliyor olmamız, göz çevresi dahil. Diğer önemli özelliği ise bir çok cilt ürünün görevini görebiliyor olması. Anlatacağım...
Biraz vaatlerinden bahsedeyim. Mesela ilk kullanımdan itibaren genç görünümlü ve ışıltılı bir cilt sağlıyormuş, fena bir iddia bu. Kırışıklık karşıtı ve cildi toparlama etkisi varmış. Hücre döngüsünü iyileştirip cildin kendini yenileme fonksiyonunu aktive ediyormuş. Kolejen üretimini arttırıp, lekelerin azalmasını sağlıyormuş. Cildin aşırı yağ salgılamasını kontrol altına alıyormuş. Şimdi buraya bakın; gözenek küçülmesine katkı sağlıyormuş! Göz altı halkaları morlukları mimik çizgilerinin görünümünü azaltıyormuş.
Bu üründe Nopal Kaktüs yağı var arkadaşlar. Uzun zaman önce kaktüs yağı ile ilgili bir araştırma yapmıştım. Ciltte hücre yenilemesi ve tırnak bakımında çok faydalı olduğu bilgisine erişmiştim. Daha çok bilgi var tabii ama uzatmak istemedim. Bu üründe de olduğunu öğrenince fazlaca heyecanlandım. Buradaki kaktüs yağı belirttiğim gibi Nopal Kaktüsü. Peki bunun farkı ve özelliği nedir? Şöyle izah etmişler: "Çölde Bile Kendini Yenileyebilen" Nopal Kaktüsünün tohumundan elde edilen yağ, Dünya’daki en değerli cilt bakım içeriklerindendir. Yalnızca bir litre Nopal Kaktüsü Yağı elde etmek için bile bir milyon tohuma gerek vardır ve bu bir litre yağ, 1 ton Nopal Kaktüsü meyvesinden ancak 36 saatlik zahmetli bir el emeği sonucu üretilmektedir."
Organik Nopal Kaktüs Yağı içeriğinde Linoleik Asit, E & K Vitamini, Çinko Minerali, Fitosteroller ve Polifenoller varmış. Silikon, fitalat paraben alkol sülfat içermediğini yazayım.
Marka bu ürüne, daha önce de söylediğim gibi tek ürünle tüm rutin görevini yüklemiş ve ona göre geliştirmiş. Hem serum hem nemlendirici, hem cilt bakımı hem göz çevresi bakımı hem dekolte bakımı gibi gibi. Ürünün bir avantajı da dermaroller ile kullanılabiliyor olması.
Şimdi geldik Esthebella The Renewal Oil nasıl kullanılır sorusuna. Bu kısmı aslında çok düşündüm. En iyi verimi nasıl alırım şeklinde. Olgun bir cilde sahip olduğum için, cilt bakımı ile birlikte onarım da hedeflediğim için doğru kullanım biraz daha önemliydi benim için.
Normalde bu ürünü cilt temizliği sonrası serum gibi kullanıp, istiyorsak başka cilt bakım ürünlerini üzerine sürebiliriz. Veya tüm cilt bakımını diğer ürünler ile yapıp bu yağı sonra sürebiliriz. İstersek de markanın önerdiği gibi cilt temizliği sonrası sadece bu yağı kullanabiliriz. Ancak bu ürün yağ, dolayısı ile diğer ürünleri ciltten çözer onların da etkisini azaltır kendi etkisi de azalır diye şöyle kullanmaya karar verdim.
Sabah rutinimde cilt temizliğinden sonra kullandım. Yaklaşık 1-2 saat sonra da onarıcı diğer ürünleri sürdüm. Akşam rutinimde de yatmadan önce cilt temizliği yapıp bu ürünü kullandım. Gece onarım zamanı, cildimi bu yağa teslim ettim. 5 hafta da dermaroller ile kullandım.
Esthebella The Renewal Oil'i kullanmaya başlayalı yaklaşık 37 gün oldu. Kolay emilen bir yağ, çok az kullanım tüm yüze, göz çevresi ve boynuma yetiyor. Kuru cildimi nemlendirmesini oldukça sevdim. Kullandığım süre içerisindeki sağlıklı görüntü de hoşuma gitti. 37 gün sonunda vaat ettiği göz altı halkalarımda bir iyileşme fark edemedim. Ayrıca cildimin toparlanmasında da bir fark görmedim. Ama dediğim gibi kullandığınızda sağlıklı canlı bir görünüm çıkıyor ortaya.
Son olarak nereden alabilirsiniz link bırakıyorum tam burayı tıklayarak ürüne ulaşabilirsiniz.
İçerik ile ilgilenenler için hemen buraya bırakayım
Nsup ve Bio Wave I She markalarından bahsedelim istedim bugün biraz. Daha önce kullandığım ürünleri vardı, mutlaka bilenleriniz vardır. Özellikle toniğine bayılmıştım. 3 tane bitirdiğimi de bilenler bilmeyenlere anlatsın. Hangi ürünlerini kullanmıştım? Hemen yazıyorum. Bio Wave Sensitive Tonik Bio Wave Daily Cleansing Foam ayrıca Bio Wave Face Lift Renewal Bio Wave Face Lift Renewal Eye başlıkların üzerini tıklayarak o dönemki deneyimimi okuyabilirsiniz.
Bu defa bu markalar ile Hüzün Sarısı ile 14 Şubat etkinliğinde bir araya geldik. Ben özellikle Bio Wave markasını denedikten sonra çok şaşırdım. Neden? Ürünler oldukça başarılı, buna rağmen tanımayan çok insan var. Çer çöp ürünler ortalıkta kendinden sonsuz bahsederken neden bu kadar güzel ürünler sessizce ilerlesin ki? Hatta bugünkü Instagram paylaşımıma bile sayısız "ilk defa görüyorum" yorumu geldi. Mesajları söylemiyorum bile.. Keşke böyle olmasa.
Evet şimdi gelelim 14 Şubat etkinliğine ve yeni deneyeceğim ürünlere. Etkinlik online oldu. Katılımcı blogger arkadaşlarıma ve bana kendi seçimlerimiz olan ürünler marka tarafından gönderildi. Hemen bendeki ürünlere bakalım.
Bio Wave Advanced Regenerating 50 ml boyutunda, cilt lekeleri ile savaşan bir ürün. Detaylar gelecek.
Bio Wave Refreshing Skin Care Oil Zamanın getirdiği yıpratıcı etkilere ve yaşlanma izlerine karşı doğal bir bakım sunar şeklinde başlayan vaatleri var. Bu ürün kuru yağ formunda bilginiz olsun. Detaylar gelecek.
Bio Wave Face Lift Renewal Eye daha önce denediğim ve yukarıda link bağladığım bir ürün.
Son ürün ise Nsup Koenzim Q10 takviye. Başladım bile. Detaylar gelecek.
Bu arada Bio Wave Face Lift Renewal Cream ve Bio Wave Sensitive Tonik siparişi verdim, onlar da sanırım hafta içi elimde olur.
Biraz da etkinlik detaylarından bahsedeyim size; markaya teklifi ben götürdüm. İçerikleri bu kadar güzel, sonuçları bu kadar başarılı olan ürünlerin daha fazla göz önünde olması gerektiğini, tüketiciye ulaşması gerektiğini düşünüyordum çünkü. Baktığınızda ürünleri doktorlar tanıyor, diyetisyenler tanıyor, reçete ediyor ve eczanede satılıyor. Tüketicinin reçetesiz de alıp fayda görebileceği bu ürünlerin biraz daha göz önünde olması gerektiğini düşündüm. Marka yetkilileri ile görüşmem bittikten sonra blogger seçimi devreye girdi. Her zaman olduğu gibi aktif blog yazarları ile bu organizasyonda olmam gerekiyordu. Gülümse Yüzüme Blog, Blogluyorum, Beğendim Paylaştım, Yeliz'in Keşifleri, Makyaj Kelebeği ve Pembe Dünyam'a teklifle gittim. Hepsine ayrı ayrı teşekkür ediyorum etkinliğime katıldıkları için. Tabii biliyorsunuz benim organizasyonlarımın bir de basın ayağı oluyor. Bu anlamda bana destek veren gazeteci arkadaşlarım Funda Erkoç ve Ali Çetin Akbayrak'a teşekkür ediyorum, iyi ki hayatımdalar...
Son olarak Nsup ve Bio Wave ürünleri nerede satılır sorusuna yanıt vereyim. www.nsup.com.tr adresinden alabileceğiniz gibi, Trendyol, Hepsi Burada N11 gibi online sitelerden satın alabilirsiniz.
Anlık paylaşımlarım için beni @huzunsarisiblog Instagram hesabımdan takip etmeyi unutmayın.
Bioderma Photoderm Max Spf 50 Aquafluide bugünün ürünü olsun. Geçtiğimiz yazın sonuna doğru kullanmaya başladığım bir üründü. Şimdi de size yorumlama zamanı. İçinizde Bioderma Photoderm Max Spf 50 Aquafluide kullananlar varsa yoruma beklerim.
Önce Bioderma Photoderm Max Spf 50 özellikleri ve vaatlerine bakıyoruz. Renkli bir güneş kremi bu arkadaşlar, 40 ml boyutunda bir ürün. Vaatlerinde şöyle diyor: "Tüm cilt tipleri için su bazlı, akışkan dokulu ve matlaştırıcı etkili çok yüksek koruma sağlayan güneş koruyucu."
Bu vaatler doğrultusunda değerlendirirsek; rengi sizi yanıltmasın, teninizle kısa sürede bütünleşiyor. Kapatıcılık yok tahmin etiğiniz gibi ama cilt rengini eşitliyor. Cildimde ağırlık asla yapmadı ki bu çok önemli, kolay emildi. Herhangi bir irriatasyona da sebep olmadı. Koruması da gayet başarılı. Zaten fazla tereddüt etmemiştim alırken, markaya güven diye bir şey var malum. Tek endişem acaba kuru olan cildimde nasıl olacak endişesiydi.
Sonuç olarak tahmin de ettiğim gibi gayet başarılı bir ürün ve iyi ki almışım dediklerimden.
Aşağı ilgilenenler için içerik bilgisi paylaşıyorum.
En sevdiğim ürünler cilt bakım ürünleri biliyorsunuz. Yine onlardan biri ile geldim Pepticollagen Krem yorumlarımı paylaşmak istedim sizinle. 10-12 Kasım gibi, sabah akşam cilt bakım rutinimde kullanmaya başladım. Bu arada içinizde Pepticollagen Krem kullananlar varsa yorumlarını bekliyorum.
Ürünü Ayşenur Yazıcı'dan dinledim. Kendisin bugüne kadar uygun bulmadığı hiç bir ürünü önerdiğini duymadım. Yıllardır bu anlamda takip ederim, tüm önerilerinden güzel sonuç aldım dermaroller dahil. O sebeple Pepticollagen'i de kullanmam gerektiğine karar verdim.
Şimdi biraz vaatlerini anlatayım sonra kullanımım ve yorumlarıma geçeyim.
Pepticollagen Krem 100 ml boyutunda, çok da gösterişli olmayan sıradan bir ambalajda satışa sunulmuş. Aynen şu şekilde anlatılmış sitesinde "Pepticollagen 3 ana peptide, kolajen, antioksidanlar ,yağlar ve vitaminlerle formüle edilen bir antiaging kremdir. Bileşimindeki etkili maddeler sayesinde kolajen üretimini arttırarak cilt ve güneş lekelerini, kırışıklıkları, ince çizgileri , elastikiyet kaybını ,yara izlerini , kaz ayaklarını ve yaşlılık belirtilerini azaltmaya yardımcı olur." Aslına bakarsanız bir çok antiaging üründe gördüğümüz vaatler. Ama dediğim gibi ürünü öneren ve almam konusunda fikrimi sabitleyen kişinin kim olduğu önemli.
Önce ne şekilde kullandığımı anlatayım; Youtube için kullanımını anlattığım bir video hazırlamıştım, yazının sonuna ayrıca eklerim.
Sabah ve akşam olmak üzere günde iki defa kullandım. Önce kullanım miktarını ayarlayamadım çünkü çok yoğun yapıda. Az kullanınca yetmiyor, çok kullanınca yüzümde bir ağırlık. Bunun bir formülü vardır dedim ve farklı bir iki deneme sonrası çok az miktarda el üstüne alıp, minik dokunuşlarla cildime dağıtıp tampon hareketlerle cildime dağıtmanın en uygun kullanım şekli olduğunu saptadım. Videoda göreceksiniz zaten. Cildimi iyice temizledim tonikledim ve akşamları retinol serum sabahları da hyaluronik asit serum sonrası uyguladım. Cildim çok kuru olduğu için ve bu anlamda takviye şarttı. Pepticollagen Krem'i göz çevreme de kullandım belirteyim.
Şimdi gelelim sonuca; öncelikle her benzer üründe söylediğim gibi bu ürünlerden mucize beklemiyoruz. Hele bilmem kaç yaş gençleşmeyi hiç beklemiyoruz. Bu gibi ürünlerin hiç biri estetik operasyon sonucu vermez. Cildimize bakarak mümkün olduğu kadar güzel yaş almak hedefimiz. Bahsettiğim gibi 60 gün oldu kullanmaya başlayalı. Tanıyanlar bilir, oldukça düzenli kullanırım cilt bakım ürünlerini. Yaklaşık 60 günlük kullanım sonucu göz çevresindeki ince çizgilerin belirginliğinin hafiflediğini söyleyebilirim. İki elmacık kemiğimde yaklaşık 1 cm çapında lekelerim var. Bu lekelerin bir tanesinde gözle görülür bir açılma oldu. Cildimin daha sağlıklı göründüğünü fark ediyorum. Instagram'da filtre kullanmadan paylaşım yapıyorum, arada bakarsanız sizler de fark ederiniz.
Ürün hala bitmedi 1 ay daha en az kullanabileceğim ürün var içinde.
Bu hafta cilt bakım rutinimde değişiklik yapacağım. Pepticollagen'in yerini değiştirmeyi planlıyorum ama bitene kadar rutinden çıkarmayı düşünmüyorum. Bu ürünün nazolabial çizgilere de etki edeceğini düşünüyorum. Şimdilik gözlemliyorum, farklı bir durum olduğunda yazıyı güncelleyeceğim. Yine anlık paylaşımlarım için beni Instagram @huzunsarisiblog hesabımdan takip edebilirsiniz.
Son olarak paylaşım sonrası fiyatını fazla bulanlar için birkaç şey söylemek istiyorum. Ürün yaklaşık 3.5 ay gidiyor, bunu hesaplayalım. Sıradan bir nemlendirici değil anti age bir ürün olduğunu da düşünelim. Siz bu kremi alıp birkaç defa kullanıp bir kenara bırakacaksınız evet pahalı. Ama düzenli, istikrarlı kullanacaksanız pahalı değil. Hesabını buna göre yapın lütfen.
Bir de içerik merak edenler için şuraya bırakayım;
Opulence Opia Parfüm yorumlarım ile geldim. Opulence parfümler sevilen cilt ve saç bakım markası HC Care'a ait. 7 çeşidi var. Bunun 5 tanesi kadın 2 tanesi erkek. Yani 5 for women 2 for men. 100 ml ve 50 ml olarak satışa sunulmuş. Ayrıca tüm parfümleri denemek isteyenler için, her çeşitten 2 ml eklenmiş kit hazırlanmış ve satışa sunulmuş.
Opulence parfümler, sitesinde alıştıklarımız dışında anlatılmış. Biraz daha ilgi çekici biraz daha edebi dille anlatılmış.
Bendeki Opulence Opia Parfüm 50 ml. Şimdi de bu parfümün sitede anlatılış şekline bakalım "Opia; göz göze bakışmanın verdiği yoğun ve gizemli duygu... Cazibeli, kendine güvenen, çarpıcı ve modern kadının hayatı anlamlandırma çabası... Onun neşeli olduğu kadar karmaşık yapısı, mutlu ve göz kamaştırıcı kadının cazibesine bir övgü niteliğindedir.
Bazen caz kulübünde, bazen şık bir otelin lounge salonunda, bazen lüks bir yatta şehrin ışıklarını izleyerek geceyi sonlandırırken, üzerinden yayılan modern gül ve leziz çikolata aroması Opia'nın karakterini tarif eder. Ağız sulandıran derin kırmızı meyveler ve karamel-vanilya ikilisine eşlik eden koyu çiçekler ana temasını oluşturur. Kararlı, yoğun ve kadınsı kıvılcımlar yayan koku formu, olabilecek en iddialı ve rekabete hazır feminen manifestodur. Opia'nın mottosu açıktır: "Baştan çıkarıcı parfümler sadece büyüleyici ve ışıltılı kadınlar içindir." denilmiş.
Arkadaşlar biliyorsunuz parfümler EDT ve EDP şeklinde isimlendiriliyor. Bendeki Opia EDP olarak geçiyor. Peki farkı ne? EDP yani Eau De Parfum esansın daha yoğun kullanıldığını anlatan bir ifade. Yoğunluk %10'dan başlıyor, %30'a kadar çıkabiliyor. EDT yani Eau De Toilette %4 ile %12'ye kadar esans kullanılan parfümleri belirten bir ifade. Tabi bu ifadelere göre de parfümün kalıcılığı hakkında az çok fikir sahibi olmanız mümkün.
Tekrar dönelim Opulence Opia parfüme. Bana göre bu parfüm bir kış kokusu ve bahsedildiği gibi kesinlikle cazibe kokan bir parfüm. Günlük kullanıma uygun olmayacak kadar farklı bir esans diyebilirim. Kullananlar ne demek istediğimi kesinlikle anlamıştır.
Kalıcılığı da bence oldukça başarılı. Kokunun kaybolması da, yavaş ve esans bozulmadan oluyor ki bu harika bir şey. Malum bazı parfümlerde, esans giderken yerini garip bir kokuya bırakır. Bunu yaşamamış olmak çok güzel.
Bu parfüm ambalaj anlamında da oldukça ilgi çekici. Mesela çok iyi bir hediye seçeneği olabilir. Şu sıralar da çok iyi bir indirim var kendi sitesi olan www.hc.com.tr'da bakmanızı öneririm.
Sabunların sıvı halde hayatımıza girmesinden sonra kalıp halindeki sabunları unuttuk. Hatta şifalı diye belirtilenleri bile. Dermaroller Turkey Sabunları sanırım geçmişi geri getirecek, çünkü Gözde Moralıoğlu kendi markasını çıkardı ve Dermaroller Turkey by Gözde Moralıoğlu Sabunları artık satışta. Peki nedir bu sabunların özellikleri. Başlayalım...
Markanın sabunları 3 çeşit. Ozonlu, propolisli ve killi. Şimdi tek tek bakalım vaatleri neler, kullanırsak beklentimiz ne olacak?
Dermaroller Turkey Ozonlu Sabun
Ozonun insan bedeni üzerine etkisini zaten biliyoruz. Ben yine de yazayım birkaç satır. İçerisine uzun süre ozon kabarcıkları verilerek, yüksek kalite sızma zeytinyağından yapılmış bu sabunlar. Diğer ozonlu sabunlardan farklı olarak zeytinyağını moleküler düzeyde ozon enjeksiyonu yapılıyormuş. Amaç iyileşme faktörü salgılayan hormonları uyararak, hücrenin yeniden üretimini sağlamak. Peki bizde etkileri neler olacak? Gece rahat uyumaya, cildin elastikiyetini arttırmaya, cilt bozukluklarını tedavi etmeye, sivilce ve akne oluşumunu önlemeye. Ayrıca güneş yanıkları ve yaralanmalarda hızlı iyileşmeye, kızarıklık ve şişkinliklerin iyileşmesin yardımcı olmaya ve cilt kuruluğunu önlemeye yardımcı olurmuş.
Ben ozonlu sabunu hem cildimde hem saçımda denedim. Cilt ve saç temizliğini oldukça başarılı buldum. Mesela ellerim ilk yıkandığı yarım saat sanki özel el bakımı yapılmış gibi göründü çok hoştu. Tabii kupkuru bir cilde sahip olduğum için yarım saat sonra büyü bozuldu, koşturarak krem sürdüm. Yüzümde kullandığımda da aydınlık bir görüntü hissettim, 10 dakika hiç bir şey sürmedim gözlemlemek için. Ve tabi 10 dakika sonra gerilmeye başladı yüz. Biliyorsunuz tonikler temizlik aşamasının son adımı. Çok başarılı bir tonik kullandım ozonlu sabun sonrası, en ufak bir kir vs görmedim pamukta. Uzun vadede neler yapar onu daha sonra paylaşacağım sizlerle. Saçlarımda ise ummadığım bir sonuç aldım. Saçlarım fazla zorlanmadan açıldı, bunu beklemiyordum. Ayrıca uçuş uçuş olmadı. Saçı ince telli olanlar ne demek istediğimi anlar. Daha fazla saçım varmış gibi göründü, telleri kalınlaştırdı çünkü. Şekil vermek daha kolay oldu. Yıka çık formunda olmadı tabi, zaten benim saçımı o hale getirecek bir ürün yok. Ama saçlarımı daha sıkmış gibi göstermesi, şekil verince düşmemesini sevdim.
Dermaroller Turkey Propolisli Sabun
Ozonlanmış %100 saf zeytinyağı kullanılarak hazırlanmış. Antioksidan ve antibakteriyel özelliğe sahipmiş. Cilde zarar veren bakterilerin oluşumunu engellermiş ve sivilce akne ve yaraların iyileşmesine yardımcı olurmuş. Yağlı ciltteki fazla yağı alır, yumuşatır ve hijyen sağlarmış. Cildi koruyup, görünümünü iyileştirirken yıpranmalara karşı cildi restore eden etkilere sahipmiş.
Ne güzel vaatler bunlar. Deneyince yazımın bu bölümünü güncelleyeceğim.
Dermaroller Turkey Killi Sabun
Peeling etkisi yaptığı belirtilen killi sabun hem saç hem cilt için kullanılıyor. Ciltte oluşan akneleri giderirek cildin sağlıkla parlamasını sağlarmış, siyah noktaların giderilmesine de yardımcı olurmuş. Cilt lekerinde de etkiliymiş. Saçlarda da güzel kokmayı ve parlamayı vaat ediyor. Peeling etkisi, ölü tabakayı atmayı sağlıyormuş, cildi toparlayıp kadifemsi bir görünüm veriyormuş. Oldukça etkili bir sabun gibi görünüyor. Kullandığımda bu bölümü de güncelleyeceğim.
Dermaroller Turkey Gözde Moralıoğlu der ki; "Ürünlerimiz ilaç değildir"
Dermaroller Turkey sabunlarını incelemek almak isterseniz Instagram @dermarollerturkey hesabına gidebilirsiniz.
Bir süre önce Gratis mağazalarında satılmaya başlanan Hada Labo Tokyo ürünlerinden bahsetmek istiyorum size.
İçinizde mutlaka Hada Labo Tokyo ürünlerinden kullanan vardır, yorumlara beklerim. Şimdi size markanın bendeki ürünlerinin özellik ve vaatlerinden bahsedeyim. Kullandıkça ürünler hakkında yorumlarımı yazarak güncelleme yapacağım.
Hada Labo Tokyo Kırışıklık Karşıtı Jel Losyon
150 ml boyutunda pompalı bir ambalajı var. Vaatleri şöyle; birkaç saniye içinde cildi derinlemesine nemlendirecek aktif bileşenler içerip, cilde suyu hapseden özel formülüyle cildin nem dengesini korumak, ve içeriğindeki super hyaluronik asit ile, kırışıklık oluşumunu önlemeye yardımcı olur denilmiş. Mükemmel bir makyaj bazı olarak kullanılabileceği de belirtilmiş. Losyon denilince aklına koyu kıvam gelmesin, neredeyse su kıvamında bir ürün ve kullananlar oldukça beğenmiş. İçerik olarak da hiç fena değil.
Hada Labo Tokyo Göz ve Ağız Çevresi Kremi
15 ml boyutunda anti age bir krem. Oldukça yumuşak bir kıvamda. Retinol ve kolojen içeren bu krem super hyaluronik asit ile cildi sıkılaştıran, elastikiyetini artıran, kırışıklıkların oluşumunu azaltan, cilde ipeksi bir pürüzsüzlük veren bir krem olarak anlatılmış. Yaşlanma karşıtı bir ürün.
Hada Labo Tokyo Arındırıcı Yüz Temizleme Jeli
150 ml olan bu jel için de, ciltteki kiri, yağı ve kirleri temizlerken sahip olduğu nemi koruduğu. Super Hyaluronik asit ile cilt tazelenmiş, ipeksi pürüzsüz görünüme kavuşturduğu söylenmiş.
Seride çok daha fazla ürün var bu arada. Mesela Yoğun Nemlendiricili Kırışıklık Karşıtı Jel, Kırışıklık Karşıtı Nemlendirici Serum, Pürüzsüzleştirici ve Nemlendirici Gündüz & Gece Kremi, Kırışıklık Karşıtı 40+ Gündüz Kremi gibi.
Bu arada şöyle bir detay fark ettim ürünleri incelerken, markanın ambalajları olanları anti age ürünler. (karton ambalajlardan bahsediyorum) Beyaz ambalajlı olanlar ise daha genç ciltlere uygun. Her cilt tipine uygun olduğunu, hassas ciltler için de uygun olduğunu belirteyim.
O halde ne yapıyoruz? Ben bu ürünleri deneyip kanaat sahibi oldukça bu yazıyı güncelliyorum, sizler de arada bu yazıya gelip gelişmeleri takip ediyorsunuz. Instagram'da da anlık paylaşımlarım olacak kaçırmayın lütfen.
New Essentials Ultra Glow C Vitamini Serum ile geldim. Marka ile tanışmamı sağlayan ilk bu. Yazıya başlamadan önce içinizde New Essentials Ultra Glow C Vitamini Serum kullananlar varsa lütfen yorum bıraksın.
New Essentials Ultra Glow C Vitamini Serum tüm cilt tiplerinin kullanabileceği ve dermatolojik olarak test edilmiş bir ürün.
30 ml boyutunda. %99 c vitamini türevi ve hyaluronik asit ila esansiyel yağ asitleri içeren yüksek mukavemetli bir yağ çözeltisi. Hyaluronik asit ile zenginleştirilmiş %99 ascorbyl tetraisopalmitate kullanılmış. %20 içeriğe sahipmiş.
Etkili olduğu sorunlara bakalım; düzensiz doku, eşit olmayan cilt tonu, ince çizgiler ve kırışıklıklar. İçeriğinde paraben, sülfat ve ftalatlar bulunmuyor.
Ultra Glow C Vitamini Serum Nasıl Kullanılır?
Ürünün kullanım önerisi şu şekilde; cildi temizledikten sonra 1-3 doz arası alıp kullanıyoruz. Direkt yüze kullanabileceğimiz gibi parmak uçlarına da alıp uygulayabiliriz, dairesel hareketlerle. Boynumuz için ayrıca bir doz kullanıyoruz. Bir çok benzer üründe olduğu gibi uygulama sonrası nemlendirici ve makyaj için bir süre bekliyoruz.
New Essentials Ultra Glow C Vitamini Serum Yorum
Ürün elime geçere geçmez meşhur elma testini yaptım. Nasıl oluyor bu test? Biliyorsunuz elma, kesildiği zaman kısa sürede renk değiştirip kararan bir meyve. Elmayı kesip kullanacağınız C vitamininden üzerine damlatıyorsunuz, bekliyorsunuz. Kararma olmazsa C vitamini işe yarayacak anlamı taşıyor(muş). Bu ürün fotoğrafta gördüğünüz gibi testi geçti.
Güncelleme:
Ürünü kız kardeşim kullandı, onun da cildi benim gibi kuru. Bir ayı aşkın bir kullanım sonrası yorumumuz şu şekilde; ürün çabuk emiliyor. Ciltte yapış yapış bir his bırakmıyor. İlk 10 gün sonrası cildinizin sağlıklı ve daha canlı olduğunu fark ettik. İçerik olarak da oldukça iyi görünen bu serumdan genel olarak memnun kaldık. Renk eşitleme vaadini de hemen hemen yerine getirmiş olduğunu gözlemledik. Çizgilerdeki etkisini kız kardeşimde henüz böyle çizgiler olmadığı için anlama şansımız olmadı. Ürünün 1/4 kısmı duruyor devam ediyoruz kullanmaya. Sonuç olarak hem bugüne kadar gördüklerimiz hem de temiz içeriği sebebi ile tercih edilebilecek bir ürün New Essentials Ultra Glow C Vitamini Serum.
Son olarak Instagram'da çok sorulan bir sorunun da cevabını vereyim; dermaroller ile kullanıma uygun bir ürün.
Ürün şu sıralar sitesinde indirimde, o sebeple sizlere hemen paylaşmak istedim. Tam burayı tıklayarak ürünü inceleyebilir, satın alabilirsiniz.
File Market Day Care Ürünleri ile geldim. File Market ismini uzun bir süre önce Gülümse Yüzüme Blog Yasemin'den duymuştum. Bir alışveriş yapıp, çeşitliliğinden bahsetmişti. Daha sonra benim de tanışmamı sağladı. Bu sayede Day Care ürünlerini tanıdım, kullanmaya başladım.
Bu yazımda Day Care ürünlerini göstereceğim size. Kullandıklarım hakkında yorum yapacağım, kullanmadıklarımı da zaman içinde yazıyı güncelleyerek anlatacağım sizlere. Başlayalım...
Day Care Oje Kurutucu bu ürünü sizlere daha önce burada anlatmıştım, ürün adının üstünü tıkladığınızda yazıma gidebilirsiniz.
Day Care Sir Ağda bantları, bundan önce yüz için olan çeşidini kullanmıştım. Gayet güzel temizledi, herhangi bir sorun yaşatmadı. Vücut ağda bandını da en kısa sürede deneyip sizinle paylaşacağım.
Day Care Jasmine El Kremi, mis gibi kokan bir krem. Cildim çok kuru olduğu için sık sık tekrarlamak gerekiyor ama sevdim.
Day Care Zeytin Yağlı Şampuan ve Saç Kremi, bugün yarın kullanmaya başlıyorum. Sonuçları paylaşacağım.
Day Care Body Mist, ağır kokusu olmayan bir vücut spreyi. 'Ağır koku' detayı veriyorum, çünkü ben kokusu ağır vücut spreylerini kullanamıyorum. Fazla kalıcı değil koku ama temiz kokmasını sevdim.
Bunlar dışında bende olan, yine aynı markanın kesesi, tırnak makası, kürdanlı diş ipi, kulak temizleme pamuğu, ıslak cep mendili var.
File Marketlerin daha çok mağaza açmasını isteyenlerdenim. Hem her türlü ürün çeşitliliği hem de uygun fiyatlı olduğunu biliyorum. Dolayısı ile de bundan faydalanmak isterim. Bir de online satışı olsa ne güzel olurdu..
Kaşlarımızın yüz yapısında ne kadar önemli bir yere sahip olduğunu biliyorsunuzdur. Sebebi
ise kaşlar yüzümüzdeki ifadenin ne olduğunu bize daha iyi anlatır. Hatta etkileyici bakışlara
sahip olmak istiyorsanız kaşlarınızın yüzünüze uygun tasarlanmış olması gerekmektedir. Bu
yüzden sürekli bir şekilde kaşlarımızı almamız gerekir. Aynı zamanda dışarı çıkacağımız
zaman çeşitli kaş ürünleri ile de kaşlarımızı düzeltmemiz gerekir. Ne kadar çok istesek de
bunları yapmak kaşlarımızın sürekli aynı tasarımda kalmasını sağlamaz. Hatta yanlış
alımlarda ve yanlış ürün kullanımlarında kaşlarımız dökülmeye başlar. Sonucunda kaşsız dahi
kalabiliriz. Peki bunun başka bir yolu yok mu? diyenleri Microblading ile tanıştırıyorum.
Tırnak Butik olarak zamanla dökülen veya yanlış alımlar gerçekleştirilen kaşlarınıza doğal
kıllar ile Microblading yaparak istediğiniz tasarıma sahip olmasını sağlayabiliriz. Uzun
süreler boyunca kullanabileceğiniz kaşlar ile hem kendinizi yormamış olacaksınız hem de
güzelliğiniz hala ilk günkü gibi kalacak.
Uzun ve yoğun işlerinizin ardından her saat bakım yapamayabilirsiniz. Fakat size
sunduğumuz bu hizmet ile kısa sürede iş saatlerinizde dahi bakımlı olabilirsiniz.
Microblading Süreci
Microblading kaş yapılırken hissedilen acı kişiden kişiye değişmektedir. Birçok kişi
yaptırılırken batma hissi oluştuğunu fakat bunun dışında çok ağrı çekmediklerini dile
getirmektedir. Fakat acı eşiğiniz düşük ise bu acının en az seviyede oluşması adına anestezik
kremler sürülmektedir. Bu kremler bir nevi hayat kurtarıcıdır diyebiliriz. Çünkü işlem
boyunca oluşacak acıyı en minimum seviyeye düşürmektedir.
Microblading kaş uygulaması ise cilt yapısına göre farklı şekillerde yapılmaktadır. Cildinizin
yağlı olup olmadığı ve nem oranı yapılan işlemin kalıcılığını etkileyen faktörlerden
olmaktadır.
Uygulamaya başlamadan önce ilk adım kaş renginizin belirlenmesi ve buna göre en uygun
boyanın seçilmesi olmaktadır. İçinize sinerek seçilen boya bir diğer adımda kaşınızın
altındaki deriye işlenmektedir. Fakat derinizin çok fazla derinlerine inilmemektedir. Bu
yüzden kalıcılığı dövmeden çok farklıdır. Kısacası Microblading için yarı kalıcı bir yöntemdir
diyebiliriz.
Microblading Fiyatı ve Kalıcılığı
Microblading kaş uygulamasının fiyatı 500-2000 TL arasında değişim göstermektedir. Sebebi
yapılan yer ve yapan kişi olmaktadır. Bu durumda ise doğru karar vermeniz ciddi bir önem
taşımaktadır.
Microblading kaş uygulamasının kalıcılığı ise yaklaşık 1 sene olmaktadır. Tabi ki bu süreç
cildinizin nasıl bir yapıya sahip olduğu ile doğru orantılı olarak değişir. Eğer Microblading
kaş uygulamasından memnun kaldıysanız belirli aralıklarla yenilemeniz gerekir. Bu aralık ise
yaklaşık 1- 1,5 sene arasında olmaktadır.
Haftanın ilk ürünü Estee Lauder Advanced Night Repair olsun istedim. Kullandığımı bilenler sonuç bekliyordu benden. Ancak bir ürünü uzun süre kullanmadan yazmayı çok tercih etmiyorum, yanılabilirim, yanıltabilirim. Yorumlarıma geçmeden önce içinizde Estee Lauder Advanced Night Repair kullananlar varsa sizin sonuçlarınızı da duymak isterim.
Estee Lauder Advanced Night Repair
Ürünün vaat ve özellikleri ile başlayalım. Şöyle denilmiş: 'Parlak, genç görünümlü bir cilt için güçlü gece yenileme - onarıcı - serum. Cildinize anında parlaklık sağlar. Yoğun bir şekilde nemlendirir. Advanced Night Repair, yaşlanma belirtilerinin görünümünü önemli ölçüde azaltır. Özel ChronoluxCB ™ Teknolojimiz ile cildin doğal gece yenilenmesinin gücünü en üst düzeye çıkarır. Ayrıca nemi kilitlemek için Hyaluronik asit, doğanın "nem mıknatısı" içerir. Çizgiler ve kırışıklıkları önemli ölçüde azaltır. Kadınların; %75'inden fazlası, sadece 4 hafta içinde ciltlerinin daha gençleştiğini hissettiler.Cilt daha pürüzsüz, nemlendirilmiş, daha güçlü hisseder. %82'si derilerinin hemen nemlendirildiğini hissettiler. Deri daha genç, parlak, daha da tonda görünür. % 83'ü cildinin daha sağlıklı, daha taze, 4 hafta içinde daha dinlenmiş görünmesini sağladı. 2033 yılına kadar patentli. Tüm etnik gruplar üzerinde test edildi. '
Estee Lauder Advanced Night Repair Yorum
Ürün 20 ml boyutunda cam şişede. Damlalıklı aplikatör ile uygulanıyor. Önerilen kullanım ise, nemlendiriciden önce temiz cildinize uygulama şeklinde, tabii masaj yaparak.
Cildimi iyice temizledikten sonra tonikledim ve ondan sonra kullandım bu serumu. Alnıma, yanaklarıma çeneme ve boynuma birer damla şeklinde. Sonra masaj yaparak yüzün merkezinden dışa doğru uygulamaya devam ettim. Vaktim varsa yarım saat, eğer yoksa yani çok uykum geldiyse 10 dakika sonra nemlendiricimi sürdüm ve yattım. Bunu her gece bu şekilde uyguladım. İlk açtığım günden beri en fazla 3 veya 4 gece atlamışımdır. Düzenli ürün kullanmayı, etkilerini daha iyi görebilmem için alışkanlık haline getireli çok zaman oldu.
Şimdi vaatler doğrultusunda benim yorumlarıma geçelim. Nem vaadinden başlayalım; serumların ne kadar böyle vaadi olsa da ben nemlendirici kullanmayı asla ihmal etmem; bana göre nemlendirme başka bir askerin işi serumdan beklediğim başka. Kuru cildi olanlar beni anladı. Kullandığım ilk 20 gün herhangi bir farklılık görmedim diyebilirim. Fark yok derken herhangi bir serum ile aynıydı sonuçlar ancak şişenin yarısından çoğu bitince vaatlerdeki daha sağlıklı ve ışıltılı olma özelliğini gözlemlemeye başladım. Yanak bölümünde oluşmaya başlayan gözeneklerde bir toparlanma fark ettim. Gençleşme vaadine gelince, onarmasını beklediğim herhangi bir kırışıklık yok yüzümde ancak cildimin 1 şişede 5 yaş gençleşmiş olduğunu net olarak söyleyebilirim. Benim yüzümdeki sorun yüz ovalinin deformasyona geçmiş olması ancak bu serumun onunla ilgili bir vaadi yok zaten.
Gelelim fiyat performans durumuna. Markanın ürünleri çok uygun değil malum, bu gece kremi ilk aklıma takıldığında 500 lira gibi bir rakamdı; indirime girse ne olur diye bekliyordum mail aldım siteden, indirim olmuş 299 TL ye düşmüştü. Sanki hemen bitecek veya indirim kalkacak gibi aldım, yazın son günleriydi. Şimdi bu yazıyı yazarken baktım 20 ml 290 lira. Hatta bir online alışveriş sitesinde 232 TL gülsem mi ağlasam mı? Şunu söyleyebilirim, indirimli fiyatı ile bir denklik var. Yani 500 lira değil de yarısı verilebilir. Şunu da ekleyeyim; daha uzun süreli kullanımda çok daha güzel sonuçlar alınacağı kanaatindeyim. Düzenli ve 3 şişe kullanım gibi.
Yeni bir yazıda tekrar görüşmek üzere.
Sevgiler
Yeni bir ürün ile geldim. Vichy Liftactiv Peptit-C Kırışıklık Karşıtı Ampul bugün bahsedeceğimiz ürün. İçinizde Liftactiv Peptit-C Kırışıklık Karşıtı Ampul kullananlar varsa mutlaka yoruma beklerim.
Biz kadınlar biliyorsunuz yaşlanmayı hiç istemiyoruz. 'Umurumda değil, ben yaşlanmaktan memnunum' diyenler bile minicik bir iltifat ile nasıl da şımarıyor. İşin özü bu aslında. Yaş alabiliriz ama yaşlanmamalıyız. Uzmanlar da bunun için sürekli çalışıyor görüyoruz.
Bu kadar cilt bakım ürünü kullanıyorum, neler deniyorum görüyorsunuz. Burada amacım gençleşmek değil, yaşıma göre iyi bir cilde sahip olmak. Gençleşmek için uğraşanların yüzlerinin ne hale geldiğini görüyoruz. Hep diyorum ya, bir gün her kadın birbirine benzeyecek bunların kim olduğunu anlamak için parmak izleri kullanılacak :D
Neyse biz devam edelim Vichy Liftactiv Peptit-C Kırışıklık Karşıtı Ampul hakkında konuşmaya. 10 günlük kürler halinde kullanıma hazırlanmış. Bir pakette 10 ampul var. Sabah ve akşam olmak üzere bir ampulü iki defa kullanıyoruz.
Vaatleri şöyle; İnce çizgi, kırışıklıklar, sıkılık ve ışıltı kaybını hedefleyen yaşlanma karşıtı ampul. Kanıtlanmış etkinlik.
Bu 10 günlük kür kolajen kaybı nedeniyle oluşan kırışıklık görünümünü azaltmak için tasarlandı.
Vichy Liftactiv Peptit-C Kırışıklık Karşıtı Ampul Nasıl Kullanılır?
Kullanım kolaylığı için paketten çıkan minik bir aparattan faydalanıyoruz. Ampulu dikkatlice, mümkünse peçete ile kırıyoruz. Bu aparatı üzerine yerleştiriyoruz. Böylece ampul, damlalık haline geliyor. Yarısını sabah diğer yarısını da akşam bakım rutinimize ekliyoruz.
Yorumuma geçiyoruz. Ben bir ampulü 3 defa kullandım. Tabi 3 kullanım ile sizinle paylaşabileceklerim sınırlı. ahatsız etmeyen bir kokusu ve çabuk emilen bir formülü var.
3 kullanım sonrası gördüğüm ise sağlıklı bir cilt oldu. Uzun vadeli kullanımda mutlaka vaatlerini yerine getireceğini ön görüyorum. Bunu hem içerik, hem ilk deneyim hem de markaya güvenim ile söyleyebiliyorum.
Güncelleme: Bioderma Pigment Bio Serisini bir arkadaşım düzenli olarak kullandı, ben de takibini yaptım. Ürünleri kullandığı süre içerisinde sağlıklı bir cilt görünümü elde etti. Fazlaca bulunan lekelerinde aydınlanma, açılma oldu. Kullanım bittikten bir süre sonra lekeler eski haline tekrar döndü. Şahsi kanaatime göre Pigment Bio serisi ürünleri bir tane ile değil çok daha fazla kullanılarak sonucu kalıcı hale getirebilir.
Bioderma Pigment Bio Serisi hakkında kısa bilgiler vermeye geldim.
Dün gece yeni serinin lansmanındaydık ve oldukça enerjik, hareketli saatler geçirdik. Çünkü cilt lekeleri en az yaşlılık belirtileri kadar can sıkıcı ve çözümü kolay olmayan sorunların başında. Hemen her ürününü severek ve güvenerek kullandığımız Bioderma'nın bu soruna çözüm bulmuş olması ve vaatlerin oldukça ilgi çekici olması bizi dinlerken heyecanlandırdı. Çağla Şikel'i sunumu ile gerçekleşen lansmanda öğrendiklerime, serinin ürünleri ve vaatlerine geçelim.
Pigment Bio serisi 4 üründen oluşuyor. Tek tek bakalım.
Bioderma Pigmentbio Night Renewer
Leke sorunu yaşayan hassas ciltler için leke görünümünün azaltılmasına yardımcı, aydınlatıcı ve sıkılaştırıcı gece bakım kremi
Bioderma Pigmentbio C-Concentrate Serum
Yoğun leke sorunu yaşayan hassas ciltler için, leke görünümünün azaltılmasına yardımcı, aydınlatıcı ve peeling etkili taze C vitaminli yoğun gece serumu.
Bioderma Pigmnetbio Daily Care SPF 50+
Leke sorunu yaşayan hassas ciltler için leke görünümünün azaltılmasına yardımcı, aydınlatıcı ve güneşten koruyucu gündüz bakım kremi Bioderma Pigmnetbio H2O
Leke sorunu yaşayan hassas ciltler için aydınlatıcı etkili durulama gerektirmeyen temizleyici misel su.
Bioderma Pigment Bio serisi kullanım detaylarında görüşmek üzere.
Sevgiler
Günün ürünleri Neutrogena Soothing Clear Serisi. Sanıyorum hem sosyal medyada hem farklı platformlarda bu seriyi duydunuz. Neutrogena Zerdaçal Mucizesi diye de geçiyor. Bu yazımda seriyi tanıtmak ve deneyimlerimden bahsetmek istedim size. Bunlardan önce, markanın Neden Zerdeçal sorusuna verdiği yanıta bakalım. Diyor ki "Zerdeçal; doğal anti-enflamatuar, anti-bakteriyel ve antioksidan özelliklere sahiptir. Yani yemeklerde kullanılan bir baharattan çok daha fazlasıdır.
Zerdeçal aslında zencefil ailesinin bir üyesidir ve antioksidan özellikleriyle sivilcelenmeye ve lekelenmeye eğilimli ciltler için harika bir seçenektir."
Neutrogena Soothing Clear Serisi, yüz temizleme köpüğü, yağsız nemlendirici, micellar makyaj temizleme jeli ve yüz bakım spreyinden oluşuyor. Ben şimdi buraya markanın ürünler üzerindeki vaatlerini yazacağım. Ürünleri kullanmaya başladım; kanaat oluştukça ilgili üründe güncelleme yapacağım. Başlayalım...
Yatıştırıcı bu micellar jel, cilt dostu zerdeçal özü ile zenginleştirilmiştir. Makyajınızı rahatlıkla çıkarabilirsiniz. Ürünün yağsız bir formülü vardır. Benim deneyimime gelince, tüm makyajım için kullandım. Normalde pamuğa döküp makyajımızı temizliyoruz. Durulamasak da olur ama ben bunu yapmadım, sanki cildimde fazla bişeyler var gibi geldi ve her defasında yıkama gereği duydum. Makyajı temizlemesini sevdim, göz makyajı temizlemeye de uygun olması tabii büyük kolaylık.
Neutrogena Soothing Clear Yüz Temizleme Köpüğü
Zerdeçalın doğal anti-oksidan özellikleri, cildinizi gözenek tıkanıklıklarından arındırmak için en iyi seçeneklerden biridir.. Cildinizdeki kir, yağ ve aşırı makyaj kalıntılarını nazikçe temizler. Ben günlük temizlik için de kullandım, makyaj temizleme jeli sonrası da kullandım. Sorun yaşamadık, sürekli kullanabileceğim bir ürün olarak gördüm. Ancak malum farklı ürünler deneme durumu olduğundan iyi anlaştığım ürünleri listeye alıp, yeni ürün deneme zorunluluğu olmadığı zamanlarda alıp kullanıyorum.
Neutrogena Soothing Clear Yağsız Yüz Nemlendiricisi
Zerdeçalla zenginleştirilen bu jel nemlendirici, hafif dokusuyla tüm cilt tiplerini nemlendirmek için idealdir. Yağsız formülü ile sivilcelenmeye yatkın ciltlerde kullanıma uygundur. Cildim çok kuru olduğu için muhteşemdir diyemem ama cilt tipime uygun olmamasına kötü demem mümkün değil.
Cildinize, sabahın ilk ışıklarında veya gün boyunca her toparlanma ihtiyacı duyduğunuzda ekstra bir tazeleme sağlar. Nemlendirici tonik etkisiyle cilt bakımınız tamamlar. Cildinizin ihtiyaç duyduğu ek bir beslenme dokunuşu ile yatıştırır. Göz doktorları tarafından test edilmiş olan bu ürün ile siz de yenilenmiş hissedin. Ben bu ürünü hem nemlendirme aşaması öncesi hem de sonrası kullandım. Ancak tercihim nemlendirme öncesi uygulamak oldu.
Gördüğünüz gibi çok ilgi çekici vaatleri var. Ayrıca anlık paylaşımları @huzunsarisiblog Instagram hesabımda yapıyorum, biliyorsunuz.
Garnier Micellar Gül Suyu günün ürünü. Farkındayım, Garnier'ın yeni ürünlerine yetişmek mümkün değil. Maskeler, makyaj temizleme suları gibi. İşte Garnier Gül Suyu kusursuz makyaj temizleme ürünü de bunlardan biri. Hemen özellik ve vaatlerine bakalım.
Vaatlerinde şöyle diyor; "Garnier Micellar Gül Suyu, formülündeki misel tanecikleri sayesinde cildi makyaj, kalıntı ve kirlerden arındırır. Misel taneciklerinin mıknatıs etkisi ile cildi ovalamaya gerek olmadan arındırır. Gül suyu içeren hoş kokulu formülü ile cildinize parlak bir görünüm sağlar."
400 ml boyutunda hafif pempelik içeren su kıvamında bir ürün. Standart Garnier temizleme suları ile aynı ambalajda.
Garnier Micellar Gül Suyu Yorumum
İşin açığı hani yağ barındırmayınca göz makyajında aman aman bir performans beklemedim. En azından eve geldiğimde dinlenirken makyajın ağırlığından beni kurtarması yeter diye düşündüm. Çünkü ben eve gelir gelmez makyajı kıyı köşe çıkaracak zaman bulamıyorum. Böyle pratik ürünlerle temizleyip, gece bakım rutinimde de iyice arındırıyorum.
Bu ürün, temizlenmesi en zor maskaralardan olan Sephora Masc Outrageous Curl maskarayı bile büyük ölçüde çıkardı. Onunla uğraşırken pandaya dönüşmemiş olmam beni baya sevindirdi. Maskara çok başarılı ama temizleme aşaması kat kat temizlik şeklinde. Neyse ten makyajında da büyük ölçüde iyi. Vaatlerinden biri de kokusu. Güzel bir kokusu var, öyle ağır ağır gül suyu kokusu almıyorsunuz belirteyim. Parlaklık verme vaadine gelince; benim cildim oldukça mat o sebeple parlaklık gözlemlemek, hele ki bir makyaj temizleme suyu ile pek mümkün olmaz. Ancak temiz görüntüyü fark etmemek mümkün değil.
Kullanımı ise diğerleri gibi, bir pamuğa dökerek uyguluyoruz. Aman bazılarından görerek gözlerinizi çıkarmaya uğraşmayın, sadece göz makyajınız çıkacak gözünüz değil.
Bu ürün hakkında önemli iki bilgi vereyim; birincisi Optimum toleransı ile hassas ciltler dahil tüm cilt tipleri için uygun olması, ikincisi ise ambalajının geri dönüşüme uygun olması.
Hayatımızın vazgeçilmezi haline gelen maskelerden bahsetmek istedim bugün. Ben maske markamı BK Maske olarak belirledim. Sebebini de anlatacağım.
Öncelikle mart ayından bu yana farklı maskeler sebebi ile yaşadığım bir kaç sorunu anlatmak isterim. Mesela en büyük sıkıntım ağzıma burnuma tiftik tüyler dolmasıydı. İki saat sürmeden oluşuyordu bu durum. Nefes almaya alan kalmaması da üzerine bonus. Bir de makyaj hadisem var; makyajımı yaptım kalıcı ve mat bir ruj sürdüm dışarı çıktım. Eşimle buluşacaktık, oturduğumuz yerde maskeyi çıkardım, eşimin bana bakışını anlatamam "ayna var mı yanında" dedi. Meğer rujum maske içinde dudak çevreme dağılmış. Maskeyi tekrar takıp, tuvaleti sorduğumu hatırlıyorum. Nasıl mahcup oldum anlatamam.
Ben bir dönem boğaz ağrısı ve fazla öksürük sebebi ile 3 gün ev karantinasına alındım. Covid testim negatif gelene kadar evde çift maske ile izole oldum. O maskelerin lastiklerinin kulağımın arkasında izleri çıktı, yüzümden boynuma terler aktı. Yani karantinada olmanın sıkıntısının üzerine geçmişti maske stresi.
Ardından BK Maske ile tanıştım. Önce renkleri ilgimi çekti. Çünkü ben çiçekli böcekli desenli maske kullanmayı sevmediğimden sadece beyaz kullanıyordum. En son bir marketten aldığım maske de, daha kutusundan çıkarırken lastiği koptu. Çektiğim videoda anlatmış, göstermiştim aşağı videoyu ekleyeceğim.
BK Maske'yi kullandıkça artık maske takma işkencesinin minimuma indiğini gördüm. Mesela yüzümüzü kaplayan bölümü hafif bombeli düşünülmüş. Bu şekilde bizi bunaltma sorunu büyük ölçüde kalkıyor. Aşağıda videoda da göreceksiniz, dudaklarınız ile temas etmediği için rujunuz da bozulmuyor. Lastikleri çok rahat kulakları acıtmıyor. Çok cazip renkleri var. Bunlar benim ilgimi çeken ve beni mutlu eden özellikler. Bir de teknik özelliklerini anlatayım, belgelerinden bahsedeyim size.
BK Maske Şöyle Diyor;
Rahat Nefes Almanızı Sağlar
Maksimum Filtrasyon
Burun Destekli
Hipoalerjenik
Non voven kumaştan üretilmiştir.
Gipe lastik kullanılmıştır.
Tek kullanımlıktır (Tek tek paketlenmiştir)
Hijyenik ve hipoalerjeniktir.
Esnek ve yumuşak olması ile yüze tam uyum sağlar.
Tüylenmez, 3 katlı 2 körüklüdür.
Tel maşa sayesinde burun kısmına sabitlene bilme özelliği vardır.
Gamma ışınları ile sterilize edilmiştir.
Güvence ile ilgili de şunları söylüyor BK Maske
"Kaliteli ve güvenilir
ISO, FDA ve CE ile sıkı standart ve yüksek kalite. Uzun yıllar boyunca zengin deneyim. İyi çalışma ortamı ve istikrarlı üretim kapasitesi. Rekabetçi fiyat, hızlı teslimat ve Mükemmel hizmet." demişler.
BK Maske Nereden Alınır?
05426555874 numaralı Whatsapp sipariş hattına yazabilirsiniz veya maske.siparis@bkrehberlik.com mail adresine yazarak sipariş verebilirsiniz. Yakında çok daha kolay ulaşabileceğinizi de buradan müjdeleyeyim.
Bade Natural Saf Defans Limon Otu Vücut Koruyucu Sprey ile geldim, buradayım. Tabii bir ürün daha var kısaca bahsedeceğim burada, o da Bade Natural Saf Koruma Uçucu Yağ Karışımı. Başlayalım o zaman.
Bade Natural Saf Defans Limon Otu Vücut Koruyucu Sprey
100 ml boyutunda cam şişede sprey formda bir ürün.Şu şekilde bahsedilmiş üründen: "Doğanın en güçlü ve en keskin bitkisel kokularını formülünde barındıran Bade Natural Limon Otu Vücut Koruyucu Sprey, özelikle yaz aylarında sorun haline dönüşen çevresel faktörlerin olumsuz etkilerini en aza indirir.
Yaza ferah bir dokunuş bırakan Limon Otu Yağı, bizler için koruyucu iken, sinek ve böceklerin ise korkulu rüyası.
Bade Natural Limon Otu Vücut Koruyucu Sprey’in bu etkisi ile sinek ve böcek ısırıklarını engelleyerek yaz günlerini daha keyifle geçirebilirsin.
Isırıklara ve kaşıntılara son vermek için en doğal çözüm seninle!
Bade Natural Limon Otu Vücut Koruyucu Sprey, içeriğinde bulunan %100 doğal limon otu, nane ve okaliptüs yağları ile çevresel faktörlere karşı defans oluştururken, lavanta yağının rahatlatıcı etkisi ile de bulunduğunuz ortamın havasını değiştirir ve ruhunuzu besler.
Papatya suyu ise, cildinizin nemlenmesini destekler.
Bade Natural Limon Otu Vücut Koruyucu Spreyi, direkt olarak cildinize uygulayabilirsiniz. Dilerseniz, bulunduğunuz ortamda ve eşyalar üzerinde de kullanabilirsiniz.
Bade Natural Limon Otu Vücut Koruyucu Sprey, %100 doğal içeriği ile çocukların dahi kullanımına uygundur. "
Harika vaatleri olan bir ürün farkındayım. Ancak yaz ayının sonunda, tatilim bittikten sonra elime geçtiği için tam anlamı ile deneneme ve inceleme şansım olmadı. Bekletiyorum, kısmet olursa bir dahaki yaza kullanıp detayları ile burada güncelleme yapacağım .
Bade Natural Saf Koruma Uçucu Yağ Karışımı
Gördünüğün minik cam şişe bu ürün işte. 10 ml boyutunda dökmeli bu ürün için şöyle denilmiş. "Hem yaşam alanınızdan hem de çantanızdan ayırmayacağınız mükemmel bir doğal çözüm olan aromaterapi yağ karışımımız ile yaşam alanınızın havasını değiştirebilirsiniz. Bade Natural %100 doğal uçucu yağlarının bir araya gelmesiyle oluşan saf uçucu yağımız, çay ağacı yağının güçlü tazeleyici özelliği ve hoş kokusuyla evinizin ,ofisinizin ve yaşam alanlarınızın temiz ve ferah kalmasına yardımcı olacaktır."
İçinde neler var? Ökaliptus yağı, bergamot yağı, çay ağacı yağı, portakal yağı, tarçın yağı, paçuli yağı, karanfil yağı, biberiye yağı.Peki bu yağ ne şekilde kullanılır ondan bahsedeyim biraz. Odamızdaki havayı değiştirmek için difüzör veya buhurdanlık içerisindeki suya 1-2 damla damlatarak kullanabiliriz. Ben buhurdanlık ile kullanacağım.
Nasıl kullandığımı Instagram'da beni takip ediyorsanız @huzunsarisiblog hesabımda ara ara hikaye paylaşımı yapacağım görürsünüz.
Yeni bir yazıda ve tabii detaylarda görüşmek üzere.
