kozmetik blogları etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
kozmetik blogları etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Gabrini Mat Kalem Rujlar

gabrini-kalem-ruj


Merhaba

Yeni yılın ilk yazısı ile karşınızdayım. Yazımın konuğu ise Gabrini Mat Kalem Rujlar yani Gabrini Matte Lipstick Crayon.

Beni instagramda takip ediyorsanız bir süredir bu rujları kullandığımı biliyorsunuz zaten.Efendim yeterli kanaat oluştuğuna göre sizlerle de sonucu paylaşabilirim artık.

Önce biraz özelliklerinden bahsedeyim. Adından ve şeklinden bildiğiniz gibi kalem şeklinde rujlar bunlar ve mat rujlar. En çok açılma şekli sorulmuştu onu yanıtlayayım, kalemtıraş ile açılıyor. Rujların etrafı tamamen jelatinle kapalı arkadaşlar, yani almak istediğinizde bu detaya dikkat edin. Bizim halkımız malum, kaşla göz arasında açar dener bakar yerine koyar.

gabrini-mat-kalem-ruj

Bendeki renkler yukarıda gördüğünüz gibi 11, 12, 03,09, 02 ve 01. Bazı serilerin yapı ve özellikleri kendi aralarında değişebilir ama bu seride ve bendeki renklerde genel özellikler hep aynı. Hem mat hem kalem olmasına rağmen sürümü oldukça yumuşak ve rahat. Ağır itici bir kokusu yok ki bilirsiniz en dikkat ettiğim durum bu. Renkleri dudaklarınızda görebilmek için kat kat uygulamanıza gerek yok, gayet net veriyor renkleri. 
Tüm mat rujlar için duyulan endişe Gabrini mat rujlar için de geçerli olmuştu en başta. Acaba dudakları kurutur mu? Çizgileri kusurları belli eder mi gibi. Kesinlikle kurutma yaşamadım ben. Açık renklerde çizgiler evet biraz beli oluyor ama bir lip primer ile bunu hafifletmek mümkün. 
.kalıcılığına gelince, yemek çay sigara gibi etkenler yoksa saatlerce kalabiliyor. Ama benim gibi sürekli çay kahve tüketiyorsanız dudakların iç bölümlerinde kayıplar başlıyor. Biraz tazeleme gerekiyor. Ve tamamen silinmesi siz müdahale etmeden olmuyor. Kısacası tam gün bir iki rötuş ile size yetebilecek rujlar. Tabi bir noktayı daha belirtmek istiyorum, dudakların yapısına göre de rujların kalıcılık durumları değişebiliyor, bunu da ciddiye almakta fayda var. Rujlar uygulamanın ardından bir kaç dakika sonra matlaşmaya başlıyor. 
Bu arada hemen Gabrini Mat Kalem rujlardan  favorim olan iki rengi söyleyeyim 12 ve 02. 
En çok aldığım sorulardan birine yer vereyim bu ürünlerle ilgili. Gabrini ürünleri nerede satılıyor? Gabrini ürünleri online bir çok sitede satılıyor ancak daha geniş bilgi için markanın instagram sayfasını takip etmenizi öneririm. @gabrinicosmetics Gabrini kalem ruj fiyatları sanırım 8 lira civarı.
Yeni bir yazıda görüşmek üzere.
Sevgiler


Devamını Oku »

Pastel Day Long Kırmızıları

pastel-day-long-16


Merhaba
Çok sevdiğim Pastel Day Long 09 ve 16 numaralı renklerini göstermek içim bu yazıyı hazırlamak istedim.
Dikkat ederseniz 'anlatmak' değil 'göstermek' kelimesini kullandım. Çünkü gerek burada gerek instagram hesabımda Day Long serisinden bolca bahsedip anlatmıştım zaten:)
Bir de size 09 numara ile kazandığım iddiadan bahsedeceğim. Yine de zengin renk seçenekleri, kalıcılık ve mat olma özelliği olan likit rujlar olduğunu hatırlatayım.

pastel-day-long-kırmızıları


Burada gördüğünüz 09 ve 16 numaralı kırmızı likit rujlar, serinin diğer renklerinin özelliklerini taşıyor hemen hemen. 16 numara nar çiçeği kırmızı ve pembe alt tonlu. 09 numara ise benim seri içindeki favori renklerimden. Daha önce favori renklerimi tam burada yazmıştım. Ve mavi alt tonu, yani rujlarda en sevdiğim özellik. Tam bir kırmızı. Pastel bu 09 u kaldırmazsa ömür boyu kullanacağım renklerden biri olarak kalacak.

Pastel Day Long 09

Şimdi size bahsettiğim anımı anlatayım. 13 Ağustos tarihinde katılmak zorunda olduğum bir düğün organizasyonu vardı. Arkadaşımla birlikte hazırlanıyorduk. İkimiz de kırmızı ruj tercih ettik. Ben Pastel Day Long 09 o ise kendi sevdiği farklı bir markanın kırmızısı. Hazırlık bitti araca binerken arkadaşım bir çığlık attı 'ay rujları almadık, yiyip içeceğiz ruj kalmayacak dudakta ben çıkıp alayım' dedi. Kendi rujunu almasını, benim rujumun geceyi bana sorunsuz geçirteceğini söyledim. Çocuklaştı birden, benim rujum yerli değil şu marka, senin endişen yoksa benim hiç yok dedi. Ve eğer kendi ruju daha önce silinirse bana hediye alacağını aksi olursa da benden hediye beklediğini söyledi. Tamam dedim:)
Saat 22.00 gibi onun ruju neredeyse silinmişti. Yarısı bardağa çıkmıştı zaten.  Benim bardakta leke bile yok. Saat 23.30 gibi düğünden ayrılırken hediyeni seç mesaj at dedi:)) İnanılmaz eğlenceli saatler geçirdim arkadaşımın bu halleri ve Day Long 09 sayesinde.
Daha sonra kendisine mesaj gönderdim, aynen şöyle 'kendine benden 09 Day Long al ben bir şey istemiyorum' diye tek kelimelik bir cevap geldi 'olur'
Böyle de tatlı bir anı kaldı bana.
Yeni bir yazıda görüşmek üzere.
Sevgiler
Devamını Oku »

L'rouge Deo Spray

lrouge-deo-sprey


Yeniden Merhaba

En sonunda yaz geldi ve pir geldi. Yaz gelsin diye isyanlar edenlerin bir çoğu pişman ama ben her şeye rağmen razıyım, kış sevmiyorum. Yaz mevsiminin korkunç hallerinden biri de ter kokusu. Bir de benim gibi kokuları aşırı alıyorsanız, yaz bu anlamda kabus olur. Kendini bilen ve ter kokusu önleyici önerileri takip edenler için L'rouge Deo Spray bugünün ürünü.

Size tüm samimiyetimle söylüyorum; ter kokusu yüzünden bir gün minibüste yarı baygınlık geçirdim, pazarda da başım döndü sendeledim. Bir de o kadar eminler ki kendilerinden bu saygısız insanlar, kollarını kaldırmaktan hiç çekinmiyorlar. Bazı insanların teri fazla kokar bu onların suçu değil ama dikkatsiz davranmaları tamamen onların suçu.

Neyse ben öfkemi buralara döküp atarlanmadan ürüne geçeyim:)


50 ml spray formunda bir koltuk altı ürünü L'rouge Deo. Amacı terlemeyi önlemek değil, ter kokusunu önlemek. 
Aliminyum içermiyor, paraben ve türevlerini içermiyor. Boya,gaz ve hayvansal katkı da içermiyor. Biotin ve çeşitli bitki özleri içeriyor. Ürün koltuk altında kullanılıyor ve biotin içeriyor. Aslında B grubu vitaminlerinden Biotin, ancak daha ağırlıklı saç, kirpik tırnak bakımında kullandığımız bir içeriğin koltuk altında kullanılması uzun vadede neler yaşatır bilemedim. Anladınız sanıyorum anlatmak istediğimi:)

Ürünü kullandığım süre boyunca ter kokusu hiç olmadı, gayet başarılı bu konuda. Fazla fazla terlediğimde bile böyle bir şey olmadı. Havuza denize girmekle, duş almakla etkisi geçmez demişler sitelerinde. Bunları da denedim bu konuda da kesinlikle doğru yazılanlar. Bu arada L'rouge Deo Spray fiyatı 30 lira civarı

Kullanım önerisi olarak temizlenmiş kol altına 20 cm mesafeden püskürtmek yeterli.
Bu ürün aynı özelliklerle roll on veya stick şeklinde olsaydı çok daha fazla sevecektim sanırım. Sıkarken ağzıma burnuma gelmesi genzime kaçması canımı sıktı. Yüzümü ne kadar geri çevirsem de kaçmak mümkün olmadı:) Bunun dışında çok başarılı bulduğum ter kokusunu önleyici ürünlerden biri oldu L'rouge Deo Spray.

Yeni bir yazıda görüşmek üzere.
Sevgiler






Devamını Oku »

Avene Termal Su



Merhaba

Tam zamanı diye düşündüğüm bir ürünle geldim bugün. Avene Termal Su. Siz benim 'tam zamanı' dediğime bakmayın, dört mevsim kullanabilirsiniz ama ben en çok yaz aylarında kullanıyorum.
İki yıl öncesine kadar başka bir marka kullanıyordum aslında ama Avene Eau Thermale Water Termal ile tanıştığımdan beri böyle devam ediyorum.

Geçenlerde bir yerde termal sular ne işe yarar diye bir soru görmüştüm, hemen oradan başlayayım. Sonra Avene Termal Su yorumuma geçeyim.
Vaatlerinde ve işlevlerinde küçük farklılıklar olsa da genel olarak termal suların en önemli işlevleri rahatlatıcı ve nemlendirici olmasıdır.
Biraz daha açalım; kullanım alanı çok geniş termal suların. Cildi nemlendirmek için makyaj öncesi veya cilt temizliğinden sonra, makyaj sabitlemek için makyajdan sonra, güneş sonrası rahatlamak amaçlı, epilasyon sonrası ilgili bölümlere hatta yaraların üzerine.

Ürünün farklı boyutları var. Bende olanlar Avene Termal Su 300 ml ve 50 ml. 300 ml olanı çantaya at çık yapmanız mümkün değil oldukça büyük, ev tipi diyelim biz ona:) Ama diğeri gayet uygun yanınızda taşımak için.

Şimdi ben en çok ne amaçla kullanıyorum onu söyleyeyim. Yaz aylarında daha sıklıkla kullandığımı söylemiştim; yüzüme kullanıyorum mesela en çok. Makyaj sonrası yüzümün terlemesini engellemek için. Makyajın üzerine su sıkmak makyajı bozabilir diyen olacaktır, kullanmayanlar yani. Hiç bir şey olmuyor makyaja. Makyajı sabitleme özelliğinden bahsediliyor termal suların, ben böyle bir özellik gözlemlemedim ama umurumda da değil rahatlatıcı etkisi yetiyor bana. Güneşin ardından duş öncesi veya duş sonrası yine rahatlamak amaçlı kullanıyorum. Banyoya gitmeye üşendiğimde makyaj süngerimi ıslatıyorum. Yara, sivilce veya epilasyon sonrası hiç denemedim onu da belirteyim. 

Avene Termal Su  püskürtmeli bir başlığa sahip ve çok sevdiğim bir nokta da burada. Deodorantlarda olduğu gibi püskürtmüyor. Dengeli dağıtarak atıyor suyu ve yüzünüzü sabit tutsanız da her noktasına ulaşıyor termal su. 
Dediğim gibi iki yıldır kullanıyorum, kullanmaya da devam edeceğim. Fiyat performans diye soranlara da cevabım: gayet başarılı:)

Siz hangi marka termal su kullanıyorsunuz?
Yeni bir yazıda görüşmek üzere.
Sevgiler
Devamını Oku »

Sleek CC Cream

sleek-cc-krem

Merhaba

Başarılı bir ten ürünü ile birlikte selamlıyorum bugün sizi. Sleek CC Cream. bu yılın başlarında almıştım ancak yaz başladığından bu yana deneyimlemeye başladım.
Yazın ağır makyaj yapamıyorum, aslında bu bana has bir durum değil, bir çok kadın mümkün olduğunca hafif makyaj tercih ediyor. Hatta mümkün olsa sıfır makyaj:)
Neyse efendim durum böyle olunca yaz mevsiminde ilk yaptığım BB kremlere geçmek oluyor ve tabi artık CC kremlere.
Sleek CC ise favorilerim arasına girdi bile. Nedenini de anlatacağım. 
Önce özellikle ve vaatlerinden bahsedeyim.  
Ürün kalın plastik, yassı bir ambalajda, 25 ml. İçeriğindeki, serbest radikallerin neden olduğu hasara karşı cildi korumaya yardımcı olan C vitamini, kırışıklıkları, ince çizgileri azaltır ve cildin elastikiyetini geliştirirmiş. Nemlendirici etkisi varmış ve orta kapatıcılığa sahipmiş. İçindeki spf ise 29.

4 ayrı rengi var. Fair, light, medium ve lark. Bendeki renk light. Yalnız renkler arasında ciddi ton farklılıkları var. Ve renkler koyu görünse de uygulandığında açılıyor, yani mutlaka almak istediğinizde deneyim. Mesela ben buğday tenli olmama rağmen gördüğümde koyu geldi ancak küçük bir uygulama yapınca doğru renk olduğunu fark ettim. Alıntı bir fotoğrafla tüm renkleri yazının sonunda paylaşacağım.


Şimdi geçelim performansına. Sleek CC Cream'in Kapatıcılığı ortanın altında. Mat ancak öyle kurutan pul pul olan ten ürünlerinden değil ki biliyorsunuz benim cildim kuru. Cildinizde kapatılması gereken bölümler varsa bunun için ayrı bir kapatıcı kullanmanız gerekecek. Ancak ciltteki renk tonu eşitlemesi, bir makyaj bazı olarak oldukça başarılı. Ağırlık yapmamasını, cildin nefes aldığını hissettirmesini de sevdim. Gün boyu kaldığı vaatler arasındaydı, bu da doğru. Yani 8 saat kullandım en fazla, bu benim için yeterli.
Sevmediğim tek özelliği ise boyut-fiyat değerlendirmesinde oldu. Ben ilk aldığımı 40-45 lira gibi bir rakama almıştım, indirimliydi. İki gün önce bir tane kendime bir tane de sizlerden biri için aldığımda indirim yoktu 54 liraydı rakam. (Bugün/yarın instagramda çekiliş başlayacak).
Eğer Sleek CC Cream fiyatı size çok yüksek gelmediyse bir CC krem olarak oldukça başarılı olduğunu söyleyebilirim. 
Deneyen var mı? Sizler performansını nasıl buldunuz?
Yeni bir yazıda görüşmek üzere.
Sevgiler

Bu fotoğraf alıntı


Devamını Oku »

HC Doping Yoğun Bakım Serumu

hc-doping
Merhaba 
Başarılı bir üründen bahsetmek için buradayım bugün. Hc Doping Yoğun Bakım Serumu size anlatacağım ürün. İşin aslı ürünü kullanan ben değilim ama kullanımın ilk gününden beri takipteyim. Önce ürünü biraz anlatayım size, ardından da deneyim sonucu gelsin. 

100 ml olan ürün lastik püskürtmeli bir ambalajda. Ürünün ağız kısmı ince ve uzun, boru şeklinde. Sanırım saçların arasında kullanım kolaylığı açısından düşünülmüş. Kokusu çok hoş ve bir kaç saat saçta kalıyor. Vaatleri arasında saç ve saç köklerine doğrudan nüfus ettiği, saçın daha iyi beslenip canlanmasını sağladığı ve yeni saç oluşumunu tetiklediği belirtilmiş. Her yaşa uygun olduğu ayrıca hem kadınların hem erkeklerin kullanabileceği de söylenmiş.
Kullanım önerisi ise şöyle, ürünü saç derisini ıslatacak şekilde püskürtüyoruz, parmaklarımızla masaj yapıyoruz. En az 4-6 saat kadar saçımızda kalıyor. Daha fazla da kalabilir. 


Şimdi geçelim deneyim hikayemize. 
Genç takipçim Barış Özkul (aslında önceden takipçimdi, şimdi kardeşim gibi) bir mesaj gönderdi bana. Sakallarında yer yer boşlukları olduğunu bununla ilgili bir ürün önerip öneremeyeceğimi sordu. Ben de saçlarda HC Doping'in hünerini duyduğumu, aldığımı ancak henüz deneyimlemediğimi söyledim. O zaman ben alıp deneyeyim dedi, saçlarında da boşluklar olduğunu söyledi. Kendisine ürünü satın alabileceği linki gönderdim, saçlarının şimdiki halini fotoğraflamasını rica ettim. 

Barış HC Doping'i aldı, denemeye başladı ancak 1 hafta sonra bir ameliyat geçirip düzenli kullanıma ara verdi. Toparlandıktan sonra biraz saçına biraz sakalına ürünü uygulamaya devam etti. Ve fotoğraflarda gördüğünüz mutlu son:) 

Sakallarda sarı olan tüyler, artık normal sakal şekline dönüşmüştü, saçlarda ise boşluklar kapanmış, deri yeni saç üretimine başlamıştı. Fotoğraflarla birlikte teşekkür mesajını aldığımda çok sevindim; Barış gibi genç idealist insanların en verimli zamanlarını görsel kaygılara ayırmalarını istemiyorum ve bunun çözümüne vesile oluşum beni ayrıca sevindirdi. 

Hemen Barış'ın bir iki cümlesini de aktarayım size "ürün başka ürünler gibi sihir vaat etmiyor, yani sür 10 dakika sonra yıka denilmiyor. En az 6 saat kalması öneriliyor, durulama şartı da yok. Ameliyatım sebebi ile çok düzenli de kullanamadım ama sonuç beni mutlu etti. Kardeşim için de sipariş vereceğim, arkadaşlarıma da bahsettim zaten" 

Bu görüşme sonrası marka yetkililerini arayıp, durumu izah edip detay rica ettim. Öyle ya bu ürün her saçı çıkmayanın saçını, sakalını yeniden çıkarır mı? Eğer saç derisi tamamen kapanmadı ise gözenekler var ise etkisini görmenin ve sonuç almanın mümkün olduğunu öğrendim. Bu da demek oluyor ki saçlar dökülmeye başladığında Doping kullanmaya başlamak isabetli bir hamle olacak. Saçlar dökülmüş aradan çok yıllar geçmişse sanırım Barış kadar iyi sonuç almak mümkün olmayacak. 

Sizlerle fotoğrafları paylaşmak istiyorum. Bu arada lütfen fotoğraflar blog dışına çıkmasın. Özellikle başka markalar kendi ürünleri için öncesi sonrası yapmak amacı ile benzer fotoğrafları arsızca alıp kullanıyorlar. Böyle bir durum gerçekleşirse bizler de kanuni haklarımızı kullanırız, belirtmek istedim.
Fotoğrafların alınması kesinlikle yasaktır
!

Fotoğrafların alınması kesinlikle yasaktır!

Bu arada HC Doping ambalaj değiştirmiş onun da fotoğrafını sitesinden aldım sizinle aşağıda paylaşıyorum. 
Yeni bir yazıda görüşmek üzere.
Sevgiler


Devamını Oku »

Maia Soyulabilir Siyah Maske

soyulabilir-siyah-maske


Merhaba

Yine bir soyulan maske ile buradayım, yine bir siyah maske. Maia Soyulabilir Siyah Maske. Hiç uzatmadan anlatmaya başlayayım isterseniz.

Ürün 150 ml tüp ambalajda, akışkan kıvamı olan bir maske. Evet soyulabilir maske. Vaatleri için markanın sitesine baktım ancak çok çeşitli maskeler olmasına rağmen bu maske yoktu sitede. Farklı yerlerden ulaştım; ambalaj üzerindeki ifadeler pek doyurucu gelmedi işin açığı. Hep söylediğim gibi ürünleri vaatlerine göre deneyimleyip yorumlamak en uygun olanı. Tabi yorumlarken beklentilerimizi belirtip, uyup uymadığını anlatmak da sanırım tamamlayıcı oluyor. 

Belirtilen vaatler: Cilt aşırı yağlı da olsa aşırı kuru da olsa bu maskeyi kullanabilirmişiz. Solgun, sivilceli ve siyah noktaları olan ciltlerde de kullanabilirsiniz diyor, demek ki iddiaları böyle. Kullanım önerisi ise temiz ve kuru cilde göz çevresi hariç ince bir tabaka halinde uyguluyoruz 20 dakika bekletip soyuyoruz. Maskenin ardından cildin hava alması için 20 dakika kadar makyaj yapılmaması öneriliyor.
Maia Soyulabilir Siyah Maske'nin içeriği aşağıda görüldüğü gibi. Tertemiz bir içerik olmasa da kullandığımız bazı cilt bakım ürünlerinden iyi gibi görünüyor.

Şimdi geliyoruz benim yorumlarıma. Yukarıda söylediğim gibi akışkan bir yapıda ve ilk defa denk geldiğim bir kıvamı var, lastik gibi uzuyor. Hani sıcakta eriyen sakız bir yere yapışır da kurtarmak isterken esner de esner, tıpkı onun gibi:)) 
Daha önceki soyulabilir maskelerde fazlaca acı tecrübem olduğundan ilk uygulamayı yüzümün tamamına yapmadım:) Yanağımda yaklaşık 2-3 cm çapında bir bölüme ve burun kenarlarına uyguladım. Aynen tahmin ettiğim gibi yanağımdan soyarken canımı yaktı. Burun kenarlarımda ise aynı şeyi hissetmedim. Biliyorsunuz benim burun hariç cildimin tamamı kuru. Burun çevresindeki yağı yazık ki tam anlamı ile almadı. Siyah nokta temizlemedi. Cildimin tamamına uygulasam ne değişirdi bilmiyorum ama deneyimlediğim yerlerde vaatlerini yerine getirmeyince o acıyı çekmeye değmeyeceğini düşündüm.
 Bir soyulabilir soyulan maske deneyimi daha hüsranla sonuçlandı, çok üzgünüm. Tabi ürün bitene kadar dizlerim ve dirseklerimde kullanacağım, yüzümde beklentimi karşılamayan diğer maskeler gibi.
Yeni bir yazıda görüşmek üzere.
Sevgiler

Devamını Oku »

Isana Professional Nagellackentferner

isana-profesyonel-oje-cikarici


Yeniden Merhaba

Bir süredir herhangi bir oje çıkarıcıdan bahsetmediğimi fark ettim ve Isana Professional Nagellackentferner bugünün ürünü olsun istedim.

Isana Profesyonel Oje Çıkarıcı bir süredir benimle. Bir Rossmann alışverişimde pombalı ambalajını görüp almıştım. O günden sonra bir süre düzenli, sonrasında da ara ara kullandım bu asetonsuz oje çıkarıcıyı. Sevdiğim ve sevmediğim hangi özellikleri oldu anlatacağım ama öncellikle vaatleri ve ürünün durumunu yazayım, malum ürünlerin vaatleri beklentileri belirliyor.


Fotoğraflarda gördüğünüz gibi siyah pompalı bir ambalajı var. Hem ambalaj rengi hem de pompalı oluşu sebebi ile görünce aldım. 175 ml bu ürün.
Aseton içermediği, biotin, gliserol ve kayısı yağı içerdiği belirtilmiş. Takma tırnaklar için de uygunmuş. Kolay kırılan tırnaklar için ideal olduğu ve ojeleri temizleme olayında iddialı olduğunu da görüyoruz Rossmann'ın sitesinde.
Hemen ojeyi temizleme görevinden başlayayım, oldukça başarılı. Bilirsiniz oje tırnakta bir kaç gün kalınca sanki daha zor temizlenir. Kalıcılık iddiası olan bir ojeyi 5 gün kullanıp bunla temizledim ve gayet rahat temizlendi. Koyu renklerde de başarılı. Nemlendirme özelliği hissetmedim. Ancak kullandığım süre içerisinde tırnaklarımda bu ürüne bağlı kırılma, deforme de olmadı. Bazı pompalı sıvı ürünlerde zaman içerisinde pompa bölümünden akma sızma olur, bunu da yaşamadım. Hatta bir iki kullanımlık ürün kaldı içinde o da bitince çevirmeli kapak asetonlarımı bu şişeye döküp kullanımı pratikleştirebilirim; ambalajda gayet sağlam ve düzgün hala.
Gelelim en sevmediğim özelliğine. Beni tanıyanlar içinden geçirdi bile o özelliği. Evet kokusu! Biliyorum koku hassasiyetim sebebi ile "sana öyle gelmiş" diyenler olacaktır, hayır evi kokuttuğu için ev halkı da aynı "aseton mu" demeye başladı son kullanımlarda:) Gayet sert ve keskin bir kokusu var. Ama başarısı sebebi ile tekrar alacağım bir ürün Isana Oje Çıkarıcı. Artık yaz geldi, yani sanırım gelmiştir balkona çıkar orada temizlerim ojelerimi.
Bu noktada her zaman söylediğim bir şeyi tekrarlamak istiyorum. Bir oje çıkarıcı ne kadar temiz, asetonsuz öyle böyle olsa da mutlaka ojelerimizi sildikten sonra ellerimizi yıkayalım, yeni ojeleri sonra uygulayalım. Tırnaklarımız uzun da olsa kısa da olsa sağlığı için gerekli. Daha önce çekmiş olduğum El ve Tırnak Bakım Rutinim videomda da bu duruma dikkat çekmiştim. İzlemeyenler veya tekrar izlemek isteyenler tam burayı tıklayabilirler. Hala kanalıma abone olmayanlar var. Neden abone olmuyorsunuz? Kanal sıfırlandıktan sonra siz yeniden takibe almadığınız için video çekesim veya kendimi bu anlamda geliştiresim gelmiyor:))
Yeni bir yazıda tekrar görüşmek üzere.
Sevgiler


Devamını Oku »

Jeunesse Gold Mask


Merhaba

İnstagram paylaşımım sonrası oldukça fazla sorulan Jeunesse Gold Mask ile geldim bugün. 
Adından da anlaşılacağı gibi altın bir cilt maskesi bu. Bir ara televizyonun şu bolca reklam alan kanallarında ciddi rakamlara satılıyordu ve hünerlerini anlata anlata bitiremiyorlardı, mucize gibi:)
Bu soyulan altın maskenin özelliği anti aging olması. Vaatlerine gelince, cildi pürüzsüzleştirip kuruluğa bağlı olan kırışıklıkların görünümünde azalmaya sebep olduğu belirtilmiş. Ayırca cildi ölü hücrelerden temizlediği ve nemlendirdiği de vurgulanmış.
Kullanım önerisi ise; dudak ve göz çevresi hariç cilde uyguluyoruz 15-20 dakika kurumasını bekliyoruz ardından su ile duruluyoruz.



Yukarıdaki fotoğraflarda gördüğünüz gibi orta akışkanlıkta altın sarısı bir ürün. Ciltte kurumaya başladığında bu sarı ışıltılar yok oluyor sadece parlıyor cilt. 
Ürün 150 ml siyah plastik tüpte. Kontrollü kullanmak mümkün, paldır küldür dökülmüyor. Kullanım önerisine uyarak kullandım. Cildimi kurutmadı, güzel bir his bıraktı. Ölü hücrelere de müdahale ettiğini düşünüyorum ancak tüm cilde sadece iki defa kullanabildim. Soyarken inanılmaz canım yandı. Yüzümdeki tüyleri kökünden söktü sanki, gözlerim yaşardı. Ondan sonra 3 defa da burun kenarlarında denedim, yüzümdeki tek yağlı bölge orası çünkü; söksün her bişeyi diye.  Ama onun acısını bile gayet hissedilir.
Bu sebeple bir daha yüzümün her hangi bir bölümünde kullanmayacağım. Diğer anlaşamadığım maskeler gibi dizlerime ve dirseklerime uygulayarak bitireceğim bunu da.
Durum böyle olunca anti aging etkisini gözlemleme şansım olmadı tabi. 
Ürünün içeriğini aşağıda paylaşıyorum. Eğer ben acıya dayanırım diyorsanız buyurun deneyin, ben dayanamadım. 
Bu arada fiyatı 16-17 lira gibi bir şeydi.
Yeni bir yazıda görüşmek üzere.
Sevgiler



Devamını Oku »

Kajal Duo Highlighter&Blush

kajal-highlighter-blush-kit


Merhaba
Bugün yazlık bir kozmetik ürünü ile buradayım. Kajal Duo Highlighter Blush. Yazlık diyorum; özellikle allığın rengi yaz aylarına çok uygun.
Aydınlatıcı ve allıktan oluşan bu ikili ürünü aldığımda imstagram hesabımda bir video ile paylaşmıştım sizlerle. Orada da söylemiştim; kullandıkça bu iki renk birbirine karışır mı acaba diye. O günden sonra aralıklarla kullandım bu ürünü. Şimdi biraz size de bahsedeyim.
Plastik çevirmeli bir ambalajda, yani asansörlü. Kötü bir kokusu var onu belirteyim ancak bir süre sonra hissedilmiyor. Bendeki numarası HL 02


Aydınlatıcı bölümünün ışıltı oranını sevdim. Pembe yansımaları var. Eğer ışıltı fazla gelirse biraz daha cilde yedirerek yok edebiliyorsunuz. Tam tersi daha çok ışıltı isterseniz, daha yoğun kullanıp üzerinde fazla oynamamak lazım. Yani ürün buna müsait. Allık ise pembe şeftali arası bir renk. Pigmentler çok iyi olmasa da fiyatına göre fazla bile:)
İçerik konusunda herhangi bir bilgiye yazık ki ulaşamadım.
Gelelim endişe ettiğim, kullandıkça deforme olur mu konusuna. Ürünü direkt cilde uyguladığınızda kesinlikle bir süre sonra renkler birbirine karışacak. Bu durumu farkedince parmaklarımla veya fırça ile alıp kullanmaya başladım. Bu şekilde de sorun yaşamadım. Sadece allık bölümünü yerleştirmek zaman sorunu olanlar için uygun değil. Zaten bu sebeple stick allık, bronzer vs pek cazip gelmiyor bana ama içlerinde çok başarılı olup üzmeyenleri de var tabi.
Fiyatı çok uygundu bu ürünün ve bir marketten almıştım. Dediğim gibi fiyatına göre hiç fena değil. Kokusuna bir isim bulamadım ne yazık ki.
Tekrar alacağım bir ürün olmasa da, markanın bronzer ve aydınlatıcı olan ikilisini görürsem alabilirim. Kajal markasına ait kullandığım tek ürünün de bu olduğunu söyleyerek yazımı tamamlayayım.
Yeni bir yazıda görüşmek üzere.
Sevgiler

Devamını Oku »

Lady Speed Stick

lady-speed-stick-rollon


Merhaba

Galiba yaz geldi, sanırım yani:) Ben de henüz yazın başındayken bir roll on önerisi ile geldim. Lady Speed Stick. Aslında bu bu ürünün iki çeşidi var. Biri jel formunda, biri de fotoğrafta gördüğünüz gibi bu şekilde stick, sabun gibi dediğimiz cinsten. 
Bunu geçen yaz almıştım. Daha sonra jel olanı da aldım ancak tahmin ettiğim sonuç oldu. Ben jel olan koltuk altı ürünlerini sevmiyorum; kurumak bilmiyorlar. Lady Speed'in jeli de aynı şekilde ayarlaması çok zor deliklerden çıkan jeli. 
Neyse gelelim benim kullanmaya devam ettiğim Lady Speed Stick'e. Bu da kendi içinde iki çeşit bendeki fresh fusion.


Yukarıdaki anlatımımdan belli olduğu gibi çok sevdim bu ürünü. Sevdiğim özellikleri nelerdi hemen söyleyeyim. Bugüne kadar hiç bir kıyafetime leke yapmadı. Kokusu çok temiz ve asla beni tıkamıyor, biliyorsunuz koku hassasiyetim var. Bir de benzer ürünlerde dikkat ettiğim bir özellik var; kullandığınız parfümle roll on kokusu karışınca bir facia oluyor. Bunun kokusu ise sadece uygulandığı bölgede kalıyor. Gün boyu ter kokusunu önlüyor. Eğer ter kokunuz fazla olmuyorsa iki gün de kullanabilirsiniz yıkamadığınız sürece ancak stick formda olduğu için ben günlük kullanmanızı öneririm. İnanılmaz bereketli bir roll on.. Geçen yaz almıştım dediğim gibi ve hala kullanıyorum. aralarda farklı roll on kullandım ama çoğunlukla bunu kullandım.
İçerik konusunda çok güzel şeyler söyleyemeyeceğim. Piyasada satılan bir çok roll on gibi bu da aliminyum içeriyor. Eğer içerik sizin için çok önemli değilse ve stick koltuk altı ürünü kullanmayı seviyorsanız bir şans vermenizi öneririm. 8-9 lira gibi bir fiyatı var. 
Benim bir favori koltuk altı ürünüm daha var. Aslında jel yapıda ama inanılmaz başarılı. Onu tekrar edinip sizlerle mutlaka paylaşmak istiyorum, inşallah bulabilirim.
Yeni bir yazıda görüşmek üzere.
Sevgiler
Devamını Oku »

Oriflame The One Featherlight Maskara

The-One-Featherlight-Maskara


Merhaba

İstanbul'un yaz gelmemiş Haziran ayından selamlar.
Bugün en sıradan, hafif makyajımın olmazsa olmazlarından biri olan bir maskara ile geldim. Oriflame The One Featherlight Maskara.
Makyaj sever herkesin renkli kozmetikte olmazsa olmazı muhakkak vardır. Benim ise maskara ve allıklar. Aldığım zaman bir kenarda beklesin, elimdekiler bitince açarım diyemiyorum. Aslında maskara gibi bazı kozmetik ürünleri çok kısa vadeli, yani 6 ay içinde tüketmeniz lazım. Hiç birşey olmazsa kuruyorlar performansları azalıyor. Bile bile açıp kullanmaya başlıyorum. Siz benim söylediklerimi yapın ama yaptığımı yapmayın:)
Gelelim The One Featherlight Maskara'nın vaatlerine ve benim deneyimime. 
Diyor ki: Topaklanma yapmaz, yapışma yapmaz mükemmel bir şekilde kirpikleri belirginleştirir ve uzatır. İçinde doğal ayçiçeği tohumu ve yaban mersini vaksları karışımı varmış bu sebeple de ultra hafif dokuluymuş.

The-One-Featherlight-Maskara

Fırçası yukarıda gördüğünüz gibi, uzun süredir de kullanıyorum. Vaatleri hemen hemen doğru. Uzatması tamam, yapıştırmaması da doğru. Bunun üzerine kıvırıp kaldırıyor. Benim kirpiklerim ünce ve düz. Öyle her maskara ile de anlaşamam. Her ne kadar takma kirpik etkisi veren maskaralar, yani kaşlara kadar kirpikleri uzatıp dolduran maskaralar tercihim olsa da bunu doğal duruşu sebebi ile sevdim. Kirpikler ipek gibi duruyor uygulandığında. Aşırı bir hacim vermiyor ama diğer olumlu özelliklerini ciddi anlamda sevdim. Gün içinde dökülme yapmadı. suya dayanıklılığını test etmedim, zaten öyle bir vaadi de yok:)
Bir daha alır mıyım? Eğer bir Oriflame temsilcisine denk gelirsem veya bir online alışveriş sırasında aklıma gelirse alabilirim. Ben aldığımda 30 lira civarıydı, hatta küsuratı vardı ama şimdi yazıyı hazırlamadan önce baktığımda bazı online alışveriş sitelerinde 16 liraya kadar düştüğünü gördüm.
Oriflame'ın bu serisinden denediğim tek üründür.
Yeni bir yazıda görüşmek üzere.
Sevgiler



Devamını Oku »

Yves Rocher Bitkisel Kozmetik Laboratuvarları’ndan Harika Bir Yaz Parfümü!




Yves Rocher Bitkisel Kozmetik Laboratuvarları’ndan Harika Bir Yaz Parfümü Turunçgil ve yaz meyvelerinin eşsiz birleşimi, mentol ferahlığı ile buluşuyor… 

Ünlü burun “Marie Salamagne” tarafından keşfedilen, yaz meyvelerinin enerjisini ve ferahlığını teninize taşıyan eşiz ve ferah bir koku… 

Collection Ete, doğallığı ferahlıkla buluşturan kadınların vazgeçilmezi olacak… 

Sürdürülebilir şekilde yönetilen ormanlardan elde edilen ambalajı ve şişesi ile doğa dostudur. 

Yves Rocher, Collection Ete EDT- 100 ml 
64.90 TL



*basın bülteni*
Devamını Oku »

HC Rejuvenating Yüz Temizleme Toniği

hc-rejuvenating-tonic



Merhaba

Şu sıralar o kadar yoğunum ki, bloga istediğim vakti ayıramıyorum. Eski enerjim de kalmadığı için sanırım; yetişmek için zorlanıyorum.
Bugün HC Rejuvenating Yüz Temizleme Toniği ile geldim. Yani HC Rejuvenating Tonic ile.
Bu ürünü Hc Care Lansmanında tanımıştık. Videosu için burayı yazısı için ise burayı tıklayabilirsiniz.
Ürünün özellik ve vaadlerine bakıldığında, önce kurudan yağlıya hassas ciltler için formüle edilmiş olduğunu görüyoruz. Cildi kurutmadan derinlemesine temizlediği, makyaj kalıntılarından uzaklaştırdığı, yağ salınımının önlenmesine yardımcı olduğu vaatleri arasında. Ayrıca nem ve yağ dengesine zarar vermeden cildin arınması ve canlanmasını desteklediği de belirtilmiş.
Ürünün sitesinde kullanım önerisi olarak da uygulama öncesi cildi iyice temizleyip ardından bir pamukla nazik hareketlerle uygulamamız söylenmiş. Durulamaya gerek olmadığı da belirtilmiş ancak marka yetkililerinden öğrendiğim kadarı ile uygulamadan bir süre sonra durulamak ürünün etkisinden birşey kaybettirmiyormuş. Ben durulayarak kullandım, sebebini anlatacağım.
230 ml olan HC Rejuvebating Tonic plastik mavi bir şişede gördüğünüz gibi. Tamamını bitirdim ve Hc Serum siparişimi verirken bir tane daha istedim onun da bir kısmını kullandım. 
Yorumuma gelince., bahsedildiği gibi cildi temizlediğini hissediyorsunuz ancak benim yanak bölgem ve alnım oldukça kuru olduğundan yazık ki o bölgelerde kuruluk hissi verdi. Benzer ürünlerde en sevmediğim his bu. Tamam ardından nemlendiricinizi kullanıyorsunuz ama yine de benim hoşlanmadığım bir his. Şimdi neden ikinci şişeyi kullandığımı soracaksınız hemen yanıtlayayım. İlk şişeyi kullanırken tek bir not almamıştım, fotoğraf çekmeyi de atlamıştım o sebeple alışveriş yaparken ve hazır indirimdeyken almak istedim. Sanıyorum ki normal ve yağlı ciltler daha çok sever bu ürünü. Çünkü aşırı kuru olan bölümlerde rahatsız etmesi dışında diğer vaatlerini yerine getiren bir tonik bu.
Şu sıralar indirimde.  Kargo ücreti olmadan ürüne ulaşabilirsiniz. Bu arada kapıda ödeme seçeneği de olduğunu belirteyim.
Yeni bir yazıda tekrar görüşmek üzere.
Sevgiler



Devamını Oku »

Beyond Intensive Ampoule Hyaluronic Acid Mask

beyond-maske


Merhaba

Bugün Beyond Intensive Ampoule Hyaluronic Acid Mask ile konuğunuz olmak istedim.
Uzun zamandır kullanılmayı bekleyen, hakkında güzel yazılar okuyunca merakıma yenilip sıra gelmeden öne aldığım bir maske:)

Beyond bir Kore markası. Uzak doğu hatunlarının da cilt güzelliğini bildiğimizden kozmetik ürünlerine de bir başka ilgi duyar olduk son zamanlarda:)

Beyond Maske'nin daha doğrusu bendeki Hyaluronic Acid Mask kuru ve neme ihtiyacı olan ciltler için formüle edilmiş, cilde elastikiyet kazandırmayı vaat eden bir ürün ve hyalüronik asit içeriyor. Ürünün bir vaadi de cildin kaybettiği parlaklık ve canlılığı geri kazandırması.
İçinde paraben, kurşun silikon gibi zararlı maddelerin olmadığı da belirtilmiş.

Fotoğraftan da anladığınız gibi kağıt bir maske (yaprak maske), tek kullanımlık. Cildinizi temizledikten sonra dikkatlice maskeyi yüzünüze yerleştiriyorsunuz. 15-20 dakika sonra çıkarıp fazla ürünü cildinize masaj yaparak yediriyorsunuz.

Benim deneyimime gelince; maskeyi cildime yerleştirdim ama göz çevresi bana küçük geldi. Yani maske göz altlarıma da dokunuyordu, o bölümü makasla hafif açtım. Keşke maskelerin göz burun ağız kısımlarını biraz oynar şekilde yapsalar. Mesela kesikler olabilir. Onları dışa kıvırarak veya cilde yapıştırarak ayarlayabiliriz. 
Neyse yeteri kadar beklettim ve dikkatlice çıkardım maskeyi yüzümden. Bu arada beklerken de paketin içindeki ürünü boynuma sürdüm masaj yaparak.  Maskenin ıslak bir yapısı var ancak yaprağın üzerinden her yere damlayanları da gördüğümüz için bana abartılı gelmedi. Ve çok ilginç bir şey söyleyeyim aynı formda bir çok maskede çıkardığımda yüzüm sırılsıklam olurdu bunda o durumu yaşamadım. Kısa sürede cildim ürünü aldı ve inanılmaz sevdim sonucu. Cildim ciddi ciddi nemlendi, muhteşem hissettim. 
Hani bazı maskeleri cilt hemen emmez ve yapış yapış bir his oluşur ya, bunda o durumu kesinlikle yaşamadım. Her hangi bir irritasyona da neden olmadı.

Yakın takip edenler bilir, her ürüne muhteşem filan demem ben. Gerçekten bunu hissettirmesi lazım. Bu arada bloguma ilk defa denk gelenler için belirteyim; kuruya dönük karma bir cilde sahibim. Geçenlerde bu ifadem üzerine çok sevgili bir takipçim "bu nasıl cilt tarifi" demişti. Cildimde sadece burun kenarları hafif yağlı. Onun dışında tüm cilt kuru hatta ara ara fazla kuru. Alnım da yağlı olsa cildim karma diyeceğim ama değil işte. Kuruya dönük karma:))

Bir de ben maske uyguladığım günler yaptığım makyaja da çok dikkat ediyorum ve maskenin performansı muhakkak yansıyor makyaja. Bunda da güzel bir ten makyajı çıktı ortaya.

Gelelim sevmediğim özelliğine. Fiyatı. Tek kullanımlık maske için 20 lira sanki fazla geldi bana. Maske seviyorum sürekli kullanıyorum. Sayın Beyond; bunun oluru yok mu?:))
Şaka bir yana keşke biraz daha uygun olsaydı kesinlikle kullanmaya devam ederdim ama yine de ara ara alacağım. Hatta farklı çeşitlerini de inceleyip denemeyi düşünüyorum.

Yeni bir yazıda görüşmek üzere.
Sevgiler



Devamını Oku »

Takip Edilmesi Gereken Bloglar

Takip Edilmesi Gereken Bloglar 



Merhaba
Bugün de farklı bir yazı olsun istedim. Samimiyetlerine inandığım, ilgi ile takip ettiğim blogları sizinle paylaşmak istiyorum. Bu benim kendi listem. Takip Edilmesi Gereken Bloglar ismini herhangi bir veri üzerine değil, yani en iyi kozmetik blogları veya en iyi yemek blogları demiyorum; yazdıkları benim beklentilerimi karşıladığı için uygun gördüm bu yazıma. Aslında bu soru bana snapchatte gelen sorulardan biriydi ama liste uzun zaman kısa olduğundan orada değil burada paylaştım. Ayrıca bana göre en iyi blogların isimleri sabit dursun istedim blogumda.
Elbette her blog sürekli aktif olmayabilir. O durumlarda da güncelleme yapacağım listede. Bu arada takip ettiğim halde ismini burada göremeyenler bana kırılmasın lütfen. İsimleri alfabetik sıra ile yazmaya çalışacağım belirteyim. Buraya ismini yazdığım blogları seçerken neyi ölçü tuttum onu da anlatıp listeyi paylaşacağım sizinle.
Ortak özellikleri benim gibi bloglarını ilk sırada tutmuş olmaları ve yazdıkları ürün, tarif her ne ise samimi olduklarından emin olduklarım. Yani aşağıdaki listede bir ürünü sırf markaya yaranmak için öven bir kozmetik yazarı bulamazsınız. Veya oradan buradan toplama tariflerle öneride bulunan bir yemek yazarı da bulamazsınız.
Bugüne kadar edindiğim izlenimler böyle. Ayrıca listede gördüğünüz yazarlar blogunu sürekli güncel tutuyorlar. Birkaç tanesi şu sıralar yeteri kadar aktif değil ama sebeplerini biliyorum ve en kısa zamanda eskisi gibi aktif yazmalarını diliyorum. Yine bu isimlerin hem kendilerine hem okuyucularına saygıları var ki, bunu geçiştirerek yazı yazmamalarından, çektikleri fotoğraflara dikkat etmelerinden anlıyoruz. Benim için bir önemli husus da şu; markalarla çalışan blogların sorumluluklarını yerine getirme alışkanlıkları. Gördüğünüz listede buna ciddi anlamda dikkat edenler var. Daha önce Sevdiğim Bloglar Sevmediğim Bloglar başlıklı bir yazı yazmıştım. Şu bahsettiğim özellikleri ve tam tersi olanları orada maddelemiştim. Yeni blog yazmaya başlayanlar için belki faydalı olur. Ara ara güncelleme devam edecek tarihi burada belirteceğim. Başlayalım isterseniz:)
Audrey'in Şekerleri kişisel bakım kozmetik blogu
Benim Tutkum Blog kişisel bakım ve kozmetik blogu
Birgül'ün Lezzetleri Yemek blogu
BlogluYorum Kozmetik ve Yaşam blogu 
Cadının Kozmetik Kazanı Kişisel bakım ve yaşam blogu
Emel'in Mutfağı yemek blogu
2 Çocukla Hayat anne ve yaşam blogu 
Gülümse Yüzüme kişisel bakım ve yaşam blogu
Makyaj Kelebeği kişisel bakım ve kozmetik blogu
Oje Canavarı Blog kozmetik blogu
Örgü Çantam el işi blogu
Sosyal Medya Kafe yaşam blogu
Yeliz'in Keşifleri kişisel bakım ve kozmetik blogu

Dediğim gibi listeye ekleyeceklerim olacaktır zaman içinde ama yukarıda saydığım özelliklerin çoğuna sahip olan blog yazarlarının isimleri böyle. Alfabetik sıra ile yazdığımı tekrar hatırlatayım. 
Yeni bir yazıda görüşmek üzere
Sevgiler
Devamını Oku »

Stick Lip Balm Yaptım:)

lip-balm-yapimi


Herkese Merhaba

Bugün farklı bir yazı ile geldim. Stick lip balm yapımı ama üretim bana ait değil. Bu bir DIY projesi mi onu da bilmiyorum. Ama ben yaptım:))
Yani şöyle izah edeyim. Lip balmların bir kısmı biliyorsunuz minik kutularda satışa sunuluyor. Bizler çok beğeniyoruz ancak ya parmaklarımızla ya bir aparatla kullanmak zorunda kalıyoruz. Benim gibi fazlaca lip balm kullanan biri için çok pratik olmayan bir durum. Biliyorum ki bir çok insan stick lip balm tercih ediyor. Hatta bu konudan tam buradaki lip balmlarım videomda da bahsetmiştim.
Ben de elimdeki, kutuda olan lip balmlardan birini stick yapayım bari dedim, eğer başarırsam sizlerle de paylaşabilmek için aşamaları fotoğrafladım.
Mutlaka daha önce yapan olmuştur ama ben denk gelmedim. Hemen nasıl yaptığıma geçeyim.

Malzemeler şöyle: boş bir stick ruj veya lipbalm kutusu, cezve, cam bir kase, çay kaşığı, enjektör ve tabi stick haline dönüştürülecek lip balm.



Öncelikle biten lip balm ambalajını iyice temizledim, kuruttum. Cam kaseye kaşıkla kutu içerisindeki lip balmı sıyırma yöntemi ile aktardım. Cezveye yarısına kadar su koyup, üzerine de cam kaseyi oturtup benmari usulü erittim. Kısa sürede eridi. Ardından enjektöre çekip, stick kutunun asansörünü tamamen kapatıp içine doldurdum. Bendeki kutu balm, biraz fazla geldi kalanı eski kutusunun içine geri gönderdim. Yaklaşık 10 dakika beklettim ve baktım olmuş:) Ardından yarım saat kadar da buzdolabının rafında beklettim ve  işlem tamam.

Bundan sonra yapısını ve işlevini beğendiğim kutu lip balmları almaya devam edeceğim, nasılsa stick yapmak zor değilmiş.
Yeni bir yazıda görüşmek üzere.
Sevgiler
Devamını Oku »

Capilactif Okaliptus Şampuanı

Eucalyptus-Hair-Care-Shampoo-Capilactif


Merhaba

Bir süre önce instagramdan başladığımı duyurduğum Capilactif Okaliptus Şampuanı bugün anlatacağım ürün. Tam adı Eucalyptus Hair Care Shampoo Capilactif
Önce vaatler tabi. Sonra bendeki etkilerini paylaşayım.
200 ml olan plastik ince uzun bir ambalajı var. Aşağıdaki fotoğrafta gördüğünüz gibi bir kapak, yani pıt diye açtığımız, ürünün kontrollü gelmesini sağlayan bir bölüm. Bu nasıl bir anlatım şekli ise artık:))
%85 bitkisel olduğu belirtilmiş. Deriyi temizlemek, dengelemek, var olan rahatsızlıkları yatıştırmak için formüle edilmiş bu şampuan. Saçları nemlendirdiği, yumuşattığı ve tazelik hissi verdiği de vaatler arasında. Bir önemli özelliği de saç ekimi sonrası en iyi tedavi için kullanılacağı belirtilmiş. Ambalaj açıldıktan sonra 12 ay içerisinde tüketilmesi gerekiyor. Ben 1 ay içinde bitirdim.

Kokusu ile başlayayım. Bana göre keskin ve ağır bir kokusu var, baskın. Ferahlatıcı vs şeklinde anılsa da ben sevemedim. Hani böyle viks gibi filan :/ Ancak bunu ürünü koklarken veya saçlarınızı yıkarken hissediyorsunuz, sonra kayboluyor. Güzel köpürüyor, saçlarınızın Capilactif okaliptus şampuanı ile temizlendiğini hissediyorsunuz. İlk 4-5 uygulamada sonuç çok kötüydü; sertleşmiş haşır huşur saçlar çok fena durumdaydı. Maske ve krem kullanmama rağmen. Hatta arkadaşıma söyledim ben buna devam edemeyeceğim sanırım diye. Bir iki defa daha deneyeyim bırakırım dedim ama sonraki yıkamalarda durum farklılaştı. Saçlar yumuşak kolay taranır hale geldi, şekil vermek sorun olmadı.
Hafif parlaklık sağladı bunun dışında ama daha fazla bir özellik gözlemlemedim üründe. Saç derisinde bir problem olmadığı için o anlamda inceleme şansım olmadı. 
Fiyatı yaklaşık 50 lira  ve bana çok fazla birşey katmadığından alacağımı sanmıyorum ama bakıldığında saç derisi sorunu olanların veya saç ektirenlerin deneyimlemesi gerek gibi görüyorum.
Yeni bir yazıda görüşmek üzere.
Sevgiler 
Devamını Oku »

Redist Saç Parfümü

redist-40-bitki-sac-parfumu

Merhaba


Farkındayım, blog yazılarımın arası bayağı açıldı ama suç hep mevsimlerin. Şu bahar bir türlü gelmedi ki:))
Bugün Redist Saç Parfümü ile geldim. Uzun zamandır bir çok blog yazarında gördüğüm bu ürünü çok merak ediyordum o sebeple aldım.
Saçların mis gibi kokması nasıl muhteşem bir duygu. Eskiden Blendax'ın mavi plastik bir şişede şampuanı vardı. Uzun mavi şişe beyaz kapak ince belli. Gençler bilmez:) O şampuanla yıkanan saçların kokusunu ve uzun süre saçta kalmasını ben başka bir üründe yazık ki göremedim. Tabi bahsettiğim marka da eskisi gibi değil bu anlamda.
Tekrar Redist'e dönelim. Redist markası sadece saç bakım ürünleri barındıramıyor farklı kişisel bakım ürünleri de mevcut. Mesela tırnak bakımı, benim en çok ilgimi çeken.
Marka kuaför salonlarında daha çok satılıyor ancak online alışveriş sitelerinden de ulaşmak mümkün.
Redist Saç Parfümü'nü araştırırken sitesinde 3 ayrı çeşidini gördüm. Pink Sugar-Love Garden-Sweey Spice. Ancak bendeki saç parfümü bunlardan hiç biri değil. Miracle Oil.
Saçların mükemmel kokması ve parlaması vaatleri arasında. İçinde 40 bitki özü olduğu yazıyor. 
Diğer çeşitlerini bilemiyorum ama bendeki çeşidinin, bende bıraktığı izlenime geçeyim.
50 ml olan parfümün spray başlığı var, oradan hafif püskürtüp kokladığımda inanılmaz ağır bir koku ile karşılaştım. Veya bana göre ağır bir koku. Dokunduğumda da yağlı bir yapı. Saçlarıma hem nemli hem de kuru halde uyguladım. Kullanımın ilk yarım saati o ağır koku etrafı kapladı. Zaman içerisinde saçlarımda o baskın koku zayıflayarak kayboldu. Yaklaşık 2-3 saat sonra parfüm kokusunu saçta hiç almadım. Bu anlamda beklentimi karşılamadı. Evet hafif bir parlaklık verdi ama öyle denildiği gibi mükemmel olmadı. Bir de düz duruşta uyguladığım zaman saç diplerime geldi ve aşırı ağırlı yaptı. O sebeple sonraki uygulamalarda saçlarımı öne atarak sadece boy ve uçlara püskürtmeye özen gösterdim.
Kalıcı saç parfümü arayışlarım devam etmekte. Redist saç parfümünün diğer çeşitlerine de denk gelirsem alır denerim ama bunun kokusunun bana ağır gelmesi ve kalıcı olmaması tekrar almayacak olmamın sebebi.
Yeni bir yazıda görüşmek üzere.
Sevgiler 


Devamını Oku »