Keratin Bakımının Faydaları Evde Keratin Nasıl Yapılır?

Selam hepinize. Dünkü Instagram paylaşımıma gelen sorular sebebi ile bu hemen bu yazıyı hazırlamak istedim. Keratin bakımının faydaları, keratin bakımı gerçekten işe yarıyor mu, keratin bakımı evde nasıl yapılır gibi çok fazla soru geldi. Bir de keratin bakımı hakkında yanlış bilinen şeyler olduğunu fark ettim. Tek bir yazıda anlatmak istedim. 

Keratin Bakımının Faydaları


Yazımın başında hemen belirteyim yazacaklarımın hepsi kendi tecrübelerim. Sağlık önerisi veya başkasının deneyimi değil. Yıllardır kullandığım keratinin bendeki etkilerini gözlemlerimi anlatacağım. 

Saçım ince telli, tüy tüy olan saçlardan, bir çoğunuz zaten biliyorsunuz. Her zaman en doğal halimi paylaştım sizinle. Uyanır uyanmaz bile görmüşlüğünüz olmuştur beni:)) Düz olmasına rağmen hiç bir zaman fön çekmeden düzgün at kuyruğu topuz bile yapamam. O temiz görüntü için çok zaman harcarım keratinin saçımdaki etkisi geçtiyse. Şimdi soruları yanıtlayayım. 

Keratin Bakımının Faydaları

Benim için en önemli olanı saçı pürüzsüzleştirmesi. Bunu da saça sabitleyerek biz yapıyoruz, onu da anlatıcam. Daha dirençli hale getirdiğini düşünüyorum saç tellerini. Saç daha kolay şekil alıyor, daha temiz duruyor. Saçın koparak dökülmesini azalttığını düşünüyorum. Bakın detaya dikkat! Saç dökülmesini engelliyor demiyorum. Koparak dökülmesiniz azaltıyor. Püskül gibi, tüy gibi görünüm gidiyor. Yıkayıp aşağı doğru hareketlerle kuruttuğunuzda ayrıca fön çekmeye zaman harcamıyorsunuz. 

Keratin Bakımı Gerçekten İşe Yarıyor mu?

Bu biraz beklenti ile alakalı. Benim kendi saçlarımla ilgili tüm isteklerimi karşılıyor. Eğer saçları çok kıvırcık olan biri keratin yüklemesi yaparsa saçı dümdüz olur mu? Sanmıyorum ama keratin yaptıktan sonra kendisi düz fön çekerse daha kolay olur istediği sonuca ulaşması ve saçın direnci artar diye düşünüyorum.

Keratin Bakımı Evde Nasıl Yapılır?

Öncesinde saçımın temiz olması lazım ve hafif nemli. Eğer boyama işlemi yapılacaksa o da daha önce yapılmalı. Çünkü keratin üzerinde yapılırsa her ikisi de gereken etkiyi göstermeyebilir. Boya kasesine saçımın boyuna göre keratin ürününü alıyorum. Fotoğrafta gördüğünüz saçıma yarım çay bardağı kadar gayet yeterli oldu. Saçların diplerine ve saç derisine dokunmadan, boya sürer gibi tutamlara ayırarak saça uyguluyorum. Burada dikkat etmem gereken boya kadar fazla değil parça parça sürüyorum, tarıyorum. Taradığımda zaten sürdüğüm ürün saç tellerinin tamamına gelmiş oluyor. Çok fazla sürersek ki ben bunu yıllar önceki ilk denemelerimde yaptım, hiç tavsiye etmem. Saçın tamamına dediğim gibi uyguladıktan sonra tekrar tarayıp 20 dakika kadar bekliyorum. Fön makinesi ve fırça ile mümkün olduğu sıkı bir fön çekiyorum. Ardından düzleştirici ile birkaç defa üzerinden geçiyorum, en yüksek ısıda. Bu sıcaklık işlemleri ile keratini saça sabitliyoruz. Bu andan itibaren saçımı en az iki gün yıkamıyorum, hatta üç gün. Toka takmıyorum toplamıyorum, çünkü toka izi olur ve emekler boşa gider. Keratin yüklemesi yaptıktan sonra tuzsuz şampuan kullanmak keratinin ömrünü uzatıyormuş ama bunu ben denemedim. 

Keratin Hakkında Yanlış Bilinenler

Instagram hikaye paylaşımımdan sonra fark ettim bu yanlış bilinenleri. Böyle bir yazı yazarken de anlatmak istedim. Keratin saç dökülmesini durdurmaz. Çünkü dibe uygulamıyoruz. Saç derisine sürecek kadar güvenilir olduğunu düşünmüyorum. Sadece koparak dökülmeleri azaltabilir. 

Benim şu anlattığım keratin bakımının, içinde keratin bulunan şampuan ve kremlerle bir alakası yok. Keratinli şampuan kullanan bir takipçim "ben bu kadar uzun tutmuyorum saçımda hemen yıkıyorum" yazmış mesela. Aynı şey değil. Keratinli şampuanların keratin katkısından emin değilim. Amabalajları dolduranlar belki kutuların içine "keratin" diye fısıldamıştır. O kadar yani.

Keratin kıvırcık saçları dümdüz yapar mı diyenler var, yukarıda da dediğim gibi sanmıyorum. Tecrübe eden biri varsa yazarsa hep birlikte öğreniriz.

Kuaförünün keratin bakımı sonrası yıkamama uyarı yapmadığını söyleyenler var. Benim kuaförüm de bana böyle bir uyarı yapmazdı. Bakımı yapar, çok iyi de bir fön çekerdi. Ben de harika bir iş çıkardığını zannederdim. Sonra kendim yapmaya başlayınca araştırınca neden kalıcı olmadığını bu şekilde anlamış oldum. İyi bir kuaför bu bakımı yapmadan da pırıl pırıl bir fön çekebilir:)

Hangi Marka Keratin?

Bir de hangi marka kullandığım sorulmuş. Bugüne kadar birkaç marka denedim. Şimdi isim vermeyeyim, reklam açıklaması yapmak zorunda kalmayayım. İsteyen Instagram'dan yazabilir bana. @huzunsarisiblog hesabıma, oradan seçenek verebilirim.

Çok pahalı mı diyenler var. Çok ucuz olanı da var çok pahalı olanı da. Benim sevdiğim ortalama bir fiyat diyebilirim. Sadece içinde formaldehit olmasın ona dikkat edin. Bu kimyasal içerik hem saçı uzun vadede yıpratır hem de kokusu ile boğazınızı tahriş eder gözlerinizi yakar.

Konu ile ilgili benim aklıma gelenler bunlardı. Sizin sormak istedikleriniz olursa yorumlarda buluşuruz.

Yeni bir yazıda görüşmek üzere.

Sevgiler

 

Evde Keratin Nasıl Yapılır

Devamını Oku »

Duru Body Scrub Crystal Dus Jeli Yorumum

Duru Body Scrub Crystal Duş Jeli ile geldim bugün. Uzun zamandır benzer bir ürün yorumlamıyordum ama bu ürünü kullanınca kesinlikle sizinle yorumlarımı paylaşmam gerektiğini düşündüm.

Duru Body Scrub Crystal Dus Jeli Yorumum


Hemen başlayalım. Bilirsiniz hem yüz hem de vücutta peeling kullanmayı seviyorum. Bunu sizin gibi kardeşlerim de çok iyi bilir ve ürünü görünce Ayaz 'ablam sever' diyerek almış. Ürün ne zaman çıktı bilmiyordum. Yorumlara bakınca 2024'ün sonlarında kullanmış olanları gördüm. Neyse gelelim ürünün özelliklerine ve benim fikirlerime.

Farklı çeşitleri var ama bendeki Crystal olan. 450 ml boyutunda. Peeling değil, peelingli duş jeli onu belirteyim.

Özellikleri şöyle anlatılmş: "Fransız parfüm notalarıyla geliştirilmiş kalıcı parfüm kokusu, Yoğun tanecikler ile derinlemesine arınma ve nemlendirme etkisi, Ciltte highlight etkisi oluşturur.
Yoğun ve nazik inci tozu peeling tanecikleri, cildinizi ölü derilerden arındırır, gözeneklerinizi açar. Pürüzsüz, yenilenmiş ve yumuşacık bir cilde kavuşmanızı sağlar.  Hyaluronik asit içerir. Yağlılık hissi bırakmadan cildinizi nemlendirmeye yardımcı olur.  C vitamini içerir. Scrub etkisi ve C vitaminiyle cildinizin aydınlamasına ve parlamasına yardımcı olur. Teninizi, tatlı bir ışıltıya kavuşturur."

Kuru cilde sahip insanların neler yaşadığını ancak kuru cilde sahip insanlar anlar. Pul pul dökülmeler, soyulmalar hatta bazen kaşınmalar çok yorar. Görünüş kısmına zaten hiç girmiyorum asla pürüzsüz görünmez. Sürekli bakım yapmak zoruna kalırsınız. Ben de bu sorunları yıllardır yaşayan biri olarak kullandığım ürünlerden bu yükleri biraz hafifletmesini beklerim. Duru Body Scrub Crystal Duş Jeli de bu anlamda bana faydalı olan ürünlerden. 

Duru Body Scrub Crystal Dus Jeli


Kokusunu çok beğendim, peeling tanelerini cildi yormuyor bu da hoşuma gitti. Banyodan çıkmak istemiyorum desem yalan olmaz, mutlu eden bir duş jeli oldu benim için. Her fırsatta kullanmaya almaya devam edeceğim. 
Size de link bırakayım incelemek istersiniz belki. TAM BURAYI tıklarsanız ulaşırsınız. Ürünü kendim aldım ama #reklam yazalım.
Sonuç olarak beğendiğim bir duş jeli oldu. Peeling etkisi olması da ayrıca bir ürün kullanıp zaman harcamamı önlüyor.
Yeni bir yazıda görüşmek üzere.
Sevgiler


Devamını Oku »

Tırnak Bakımı ile İlgili Yaptıklarım Püf Noktaları

Daha evvel defalarca bahsettiğim tırnak bakımı ile ilgili yaptıklarımı sizinle bu defa daha detaylı paylaşmak istedim. Aslında biraz kozmetik bakımın dışına çıkacağız bu yazıda. Fotoğraflarda marka isimlerini kaybettim, çünkü bu yazıda marka belirtmeye gerek yok. 

tırnak bakımı nasıl yapılır


Çok kırılgan tırnaklara sahip olmama rağmen onlara çok iyi bakarak bir çoğunuzun beğendiği tırnaklara sahip oldum hep. Tırnaklarımı 19 yaşımdan uzatıyorum. Sadece iki çocuğum doğduktan sonra endişeye kapılıp zarar verir miyim düşüncesi ile toplam iki defa bilerek kestim. Onun dışında hep farklı boyutlarda ama uzun tırnak kullandım. 

kırılan tırnaklar


Son zamanlarda bu ince tırnaklarım beni yine üzmeye başladı. Bakımlar tamam ama eksik olan bir şey var. O arada ağır bir grip geçirdim, şu influenza dedikleri virüs. Doktor tahlil yapalım dedi. Bu hastalıktan önce de halsizliğim çok artmıştı. Çabucak yorulur hale gelmiştim. Ramazan ayında beyaz un ve şeker olayını abarttığım için bu hale geldiğimi düşünüyordum. Şeker ve beyaz un beni halsizleştirir, yıllardır yaşarım bu durumu. Neyse, memnuniyetle kabul ettim tahlil yaptırmayı. Sonuçlar gelince ciddi anlamda şok geçirdim. Konumuzla ilgili olanlarından örnek vereyim hemen. 

tırnak kırılması


Demir mesela; referans değeri 60-180 ama benim sonuç 26

Ferritin, yani demir deposu; 11-307 arası olması gerekiyor benim 5.4

B12; 178-1195 olması lazım benim 164 

Bunun yanı sıra üç aylık şekere bakıldı o da yüksek çıktı.

Özellikle anemi boyutuna gelmiş bir kansızlık yaşıyorum ama ben bu işleri bildiğim halde hala tırnak bakımı yapıyorum, sağlığımı sorgulamıyorum. 

Bu konuda yalnız olmadığımı yıllardır bana gelen mesajlardan da anlıyorum. Takipçim tırnaklarının sürekli kırıldığını, katlara bölünerek ayrıldığını söylüyor, ürün önerisi istiyor. Tahlil yaptırdınız mı diyorum, hayır diyor sonra yaptırıyor benim gibi sonuçlarla geliyor. Bakın herkesi uyardığım halde benim başıma gelince aklıma bile gelmedi. Farklı bir hastalık olmasa bu tahliller yapılmayacak ben hala bakım kürleri uygulayıp düzelmeyi bekleyeceğim.

Şimdi doktorun verdiği haplarla bu değerleri yükseltmeye çalışıyorum ancak bana kalırsa enjeksiyon daha iyi etki ederdi. Haplarla normale dönmek ne kadar sürecek kaç ay sürecek hiç bir fikrim yok.

Sonuç olarak tırnak kırılması saç dökülmesi kozmetik ürünlerle düzelmez bu ürünler ancak katkı olur. Öncelikler değerlerimize baktırıp tam olup olmadığından emin olmamız lazım. Diyelim ki her şey yolunda ama benim gibi kırılgan ince tırnaklara sahipsiniz o zaman ne yapacaksınız? Kısaca kendi yaptıklarımdan bahsedeyim.

Su ile mümkün olduğunca az temas etmeye çalışıyorum. Temizlik vs eldiven kullanmaya çalışıyorum. Haftada bir gün ya da 10 günde bir gün, zeytinyağı ve limonla ılık su hazırlayıp ellerimi içinde bekletiyorum, sıkılana kadar. Ojesiz tırnak korumasız olur kırılmaya daha müsait olur. Gelişi güzel de olsa oje sürüyorum. Oje altına baz sürmek de tırnakları korumanın iyi bir yolu. Renkli oje olmasa da bir cila sürmek lazım en azından. Nemlendirmek de önemli. Hem el kremi hem tırnak yağı ya da kremi kullanmaktansa el ve tırnak için hazırlanmış kremler daha pratik oluyor.

Bu kozmetik bakımlar yapıldığı süre içinde tırnaklarınızı korur bunu hatırlatmakta fayda var. Kullanmayı bıraktığınızda eski haline döner her şey. Yani hiç birinin kalıcı etkisi yok. Var diyenlere inanmıyorum açık söyleyeyim. 

Yine aklıma geldikçe ekleme yaparım. Sizin de sormak istedikleriniz varsa gerek buradan gerek Instagram hesabımdan sorularını yanıtlarım.

Yeni bir yazıda görüşmek üzere

Sevgiler

Devamını Oku »

GSA Natural Saf Biberiye Suyu - GSA Natural Saf Papatya Suyu

 

Yeni bitirdiğim ve sizlerle paylaşmak istediğim iki ürün ile geldim bugün. GSA Natural Saf Biberiye Suyu ve GSA Natural Saf Papatya Suyu. Her zamanki gibi önce özellikleri ve vaatlerinden bahsedeceğim, ardından da kendi yorumlarımı yazacağım. Ürünler marka hediyesidir. 

GSA Natural Saf Biberiye Suyu



Yeni yasalar gereği öncesi sonrası fotoğraf paylaşamıyorum ama elimden geldiğince yazarak bunu size aktarmaya çalışacağım. Hemen başlayalım. 

GSA Natural Saf Biberiye Suyu 


%100 doğal olduğu belirtilmiş, 100 ml boyutunda sprey formda cam şişe. Tüm saç tiplerine uygun bir ürün. Ayrıca su buharı distilasyonu ile edilmiş. Peki vaatleri neler? Şöyle belirtilmiş; güçsüz saç derisini besleyerek, nem verir. Kepek ve dökülme karşıtı bakım sağlar. Saçlara ışıltı ve yumuşaklık kazandırılmasını destekler. 

Gelelim GSA Biberiye Suyu hakkındaki yorumlarıma. Ürünü ıslak saça ya da kuru saça her iki türlü de kullandım. Saça parlaklık ve canlılık verdiğini gözlemledim ki bu umduğumdan çok daha kısa sürede oldu. Saç diplerine kullandığımda verdiği ferahlık hissi ayrıca iyi geldi. Yeni saç oluşumu ile ilgili bir gözlemim olmadı (bunu bana Instagram paylaşımımda takipçim sormuştu. Ancak saça verdiği canlılık ve parlaklık çok iyi hissettirdi. Dışarıdan görünüşünü de şu şekilde izah edeyim; yakın tanıyanlar bilir ben düzenli olarak keratin bakımı yaptırıyorum ya da kendim yapıyorum. Bu ürünü kullanmaya başladığımda keratin zamanım gelmişti üründeki performansı görmek adına yaptırmadım. Geçtiğimiz günlerde bir arkadaşım saçlarımın çok iyi göründüğünü söyledi ki bu cümleyi çoğunlukla bakım yaptırdıktan sonra duyarım. Bu defa bu ürün sayesinde saçlarıma iltifat aldım. Biberiye suyu cilt için de öneriliyor ancak ben yüzde tüylenme yapacağını düşündüğümden tercih etmiyorum. Hemen kokusundan da bahsedeyim. Öyle mis gibi bir kokuya sahip değil ama rahatsız da etmiyor. Sonuç olarak alıp kullanabileceğim ürünler listesinde ilk sıralarda yerini aldı. 

GSA Natural Saf Papatya Suyu 


Bu üründe de diğeri gibi %100 say olduğu belirtilmiş. Hem saç hem yüz toniği olarak kullanılıyor. 100 ml cam şişe sprey başlıklı. Marka ürününün doğallığına o kadar güveniyor ki bebeklerde bile gönül rahatlığı ile kullanabileceğimizi belirtiyor. Vaatlerine ve kullanım alanlarına geçelim. Ciltte yatıştırıcı ve nemlendirme özellikleri sayesinde cildin sakinleşmesini ve doğal bir bakım sağlar. Saç köklerini besler, dağıtır ve doğal bir şekilde detaylandırır. Serinletici ve ferahlatıcı bir his sağlar. 

Ben bu ürünü sadece cildimde kullandım. Bir süre tüm yüzüme tonik olarak uyguladım, çoğunlukla pamukla. Vaatlerinde belirtilmemiş ama çok güzel aydınlık ve hoş bir görüntü sağlıyor. Ara ara direkt yüze püskürtme yöntemi ile de kullandım. Son zamanlarda ise sadece göz çevresi temizliği için kullandım. Doğal olması, cildi yormaması sebebi ile göz çevresi temizliğine çok uygun olduğunu düşünüyorum. Yaz geldiğinde buzdolabında bekletip kullanmak mutlu eden serinleme hissini de yaşatacaktır. 

gsa natural



Her iki ürünün de hoşuma giden başka bir özelliği de spreylerin ölçülü şekilde püskürtme yapması. Ürünün dağılımı oldukça uygun, kontrol sağlayabiliyorsunuz. Sprey başlıklı bir çok üründe bunu bulabilmek mümkün değil. Markanın ürünleri doğa dostu hayvanlar üzerinde test yapılmıyor onu da hemen paylaşayım sizinle. 

Bu ürünleri almak incelemek isterseniz TAM BURAYI tıklayabilirsiniz.
Yeni bir yazıda görüşmek üzere 
Sevgiler
Devamını Oku »

HC Care Kaş ve Kirpik Serumu

 HC Care Kaş ve Kirpik Serumu ile tanıştım, sizi de tanıştırmak istedim.  Markanın böyle bir ürün çıkardığını görünce çok sevindim, çünkü HC Care ürünlerinin bir çoğunu denedim. HC Complex ve aydınlatıcı peeling başta olmak üzere birçok ürününü severek kullandım, faydasını gördüm. Kaş kirpik serumunun da o derece başarılı olacağına eminim.

HC Care Kaş ve Kirpik Serumu




Hemen fazla uzatmadan ürüne geçeyim. 6 ml boyutunda cam şişede. Oje şişesi gibi. Sünger uçlu bir aplikatörü var. Yine dışı bildiğimiz HC Care tasarım kutusu.

Fotoğrafta gördüğünüz gibi kaşımda bir boşluk var, bu halde çektim fotoğrafı ve hemen kullanmaya başladım. İlk izlenim olarak gözlerimde yanmaya sebep olmadı. Uygulaması da kolay, aplikatör işlevsel.

Vaatlerinde şöyle diyor: İçerdiği doğal bileşenlerle kıl köklerini besleyerek uzatan, güçlendiren ve dökülmelerini engellemeye yardımcı güçlendirici kaş ve kirpik serumu. 

kaş kirpik serumu


İçeriği de şu şekilde anlatılmış.

Hyaluronik Asit: Cildi nemlendirerek kuruluktan dolayı oluşan dökülmeleri engellemeye yardımcı olur.

Procapil: Zeytin ağacı yapraklarından elde edilen vitaminli bir matrikin ile apigenin ve oleanolik asidin birleşimidir. Kıl kökü foliküllerinin üzerinde koruyucu ve onarıcı etki sağlayarak dökülme sürecini yavaşlatır. 

WkPep Pro-Lash: Bimatoprost ve Minoksidilden daha güçlü etkiye sahip kirpik büyümesi üzerinde çalışan etkili bir peptid kompleksidir. Kirpiklerin daha kalın ve uzun olmasına yardımcı olur.

Redensyl: Saç,kaş ve kirpik dökülmesine karşı en yeni buluş ve kıl ekimine en iyi alternatiftir. Redensyl kıl kökü büyümesini desteklemek için kök hücreleri yeniden aktive eden 4 molekülün sinerjik bir karışımıdır. 

Cellactive : Kıl köklerini güçlendirerek kalitesini iyileştirir ve sertleşmelerini sağlar. 

PRODEW 500: Kıl kökleri için yeni bir teknolojiyle geliştirilen amino asit karışımıdır. Ciltte olduğu gibi, kıl köklerinde doğal olarak bulunan serbest amino asitlerin varlığı ve rolü önemlidir, dışarıdan uygulanan amino asitlerin kıl kökleriyle etkileşime girerek nemlendirme, yapıyı güçlendirme, renk koruma ve kıl kökü hasarını onarma gibi çeşitli kozmetik etkiler ürettiği bilinmektedir. 

Bitkisel Keratin: Kaş ve kirpikleri besleyerek uzamasına ve gürleşmesine destek olur.

Ürün hakkında edindiğim bilgiler ve ilk izlenimim bu şekilde. Kullandıktan ve yeterli kanaate ulaştıktan sonra yazımı güncelleyeceğim. 

Yeni bir yazıda görüşmek üzere.

Sevgiler

Devamını Oku »

Cosmogenesis Labs Yaşlanma Karşıtı Gece Kremi Yorumlarım

 Cosmogenesis Labs Yaşlanma Karşıtı Gece Kremi yorumlarım ile geldim bugün. Özlemişim ürün incelemesi yazmayı, bakın nasıl da heyecanlandım. Hemen başlayayım. 

Cosmogenesis Labs Yaşlanma Karşıtı Gece Kremi


Cosmogenesis markasını ilk kaş kirpik serumu ile tanımıştım, sonra da bu gece kremini kullanmaya başladım. Ürün neredeye bitmek üzere ve yazmak istedim. Öncelikle biliyorsunuz ben alın mutlaka alın yorumları yapan biri değilim. Bende etkilerini yazarım herkes ona göre kendi beklentilerine göre değerlendirmesini yapar.

Ürünü kendim aldım reklam filan da değil onu da atlamadan yazayım çünkü yazmak gerekiyormuş.

Bu gece kremi 50 ml boyutunda cam kavanozda. Kıvamı yoğun ancak uygulaması çok kolay. Gece rutinimde kullanıyorum. Merak edenler için sıralamayı hemen yazayım; cilt temizliği, tonik serum ve gece kremi. 

Biraz içeriğinden bahsedeyim şimdi de ilgilenenler için. Hyaluronic acid (%2), Centella asiatica, skualen ve peptitler.

Vaatleri ise yaşlanma karşıtı, kırışık azaltma, nemlendirme ve dolgunlaştırma.

Kuru bir cilde sahibim ve bunun için sürekli bakım uygulamak zorundayım, aksi halde ağız kenarlarında kuruma pul pul soyulma bile oluyor. O sebeple de çok iyi nemlendirmem şart ve buna uygun ürünler seçmek zorundayım.

Bu anlamda bu ürünü gerçekten çok beğendim. Sabah uyandığımda cildimdeki nemi hissetmek her üründe göremediğim bir özellik. İnşallah içerik ve oranlarında değişiklik olmadan ürün ile buluşmaya devam ederiz.

Güncelleme: Deeptone yorumu yani uyarısı üzerinde hemen bir güncelleme yapmak istiyorum. Marka vegan ayrıca tüm testlerden geçmiş. 

Markanın kaş kirpik serumunu da mutlaka yazmayı planlıyorum.

Sizin sormak istedikleriniz varsa yorumlarda buluşuruz.

Yeni bir yazıda görüşmek üzere 

Sevgiler

Devamını Oku »

Saten Yastık Kılıfları İşe Yarıyor mu?

Deneyimledim ve yazıyorum. Saten yastık kılıfları işe yarıyor mu? Umarın sorunun cevabını arayan bloga ulaşabilir.



Bir süredir özellikle cilt bakımı severlerin karşısına çıkıyordu bu saten ipek karışımı diye adlandırılan yastık kılıfları. 
Vaatleri ise cilt kırışmasına engel olması saç kırılmasını önlemesi vs
Düşündüğümde mantıklı geldi ama endişelerim de vardı tabii.
Dokusu itibari ile saçları tutmuyor, uykuda sağa sola dönerken sürtünmeyi aza indirebilir diye düşündüm. Cilt için de aynı şeyleri düşündüm; kayganlığı sebebi ile cilde yapışıp kalmaz dolayısı ile uzun süre aynı şekilde yatsak bile kırışıklığı o noktada sabitlemez. Sonra dedim ki, hepsi doğru olsa bile terletir mi? Başım yastıktan kayıp düşer mi? Zaten derin derin uyuyabilen bir insan değilim, uykularım bölünür mü? 
Tüm bu soruları aklımda tutacağıma alıp deneyeyim bari dedim aldım ve Instagram'da da hikayemde paylaştım. Merak eden ne çok insan varmış. Söz verdim detaylı anlatacağım diye ve yazıyorum. Bu arada paket içinden iki tane de saç tokası çıktı, lastikli ve yine aynı saten kumaştan, onu da denedim.
Ürünlerim gelir gelmez elde yıkayıp kurumasını bekledim ve hemen kullanmaya başladım. Makinede de yıkanırmış ama ben bunu tercih ettim. 
Gece yastıkla ilgili uykumu bölen bir şey yaşamadım. Terletmedi, yastıktan kaymadım. İlk işim koşarak aynaya bakmak oldu. Çok deli uyuduğum için (bebekler gibi sırt üstü uyumayı ben de isterdim ama asla bunu yapamıyorum) yastık izleri yapışırdı yüzüme ve kendine gelmesi biraz zaman alırdı. Baktım ki bu izler minimal. Ertesi gece tekrar denedim tekrar aynı sonuç. Toplam 3 defa denedikten sonra günlük kullandığım nevresimlerin yastık kılıfı ile uydum. 5 saat sonra uyandığımda yüzüm çizgi çizgi yastık izi olmuştu. Parmaklarımla nasıl ütülediğimi görmenizi isterdim :))
Saçlarla ilgili etkisini birebir görmedim ama iknayım. İlk günden beri saçlarımda tokayı kullanıyorum saçları koparmıyor kırmıyor.
Piyasada çok fazla bu tarz ürün satan mağaza var hepsinde sonuç aynı olur mu bilmiyorum riske atmamak için diğer renklerini de aynı mağazadan alacağım. Mağaza ismi veremiyorum merak edenler Instagram'dan yazabilir bana.
Son olarak bu saten ithal saten olarak geçiyormuş. İpek karışımı diyorlar ama yüzde oranını söylemiyor mağaza o da ilginç .
Yeni bir yazıda görüşmek üzere
Sevgiler



Devamını Oku »

Eskiden Buralar Dutluktu

Böyle bir başlık seçtim, bir yıl aradan sonra yazdığım ilk blog yazıma. Çünkü evet, gerçekten eskiden buralar dutluktu

eskiden buralar dutluktu


Bu yazıyı, bana Instagram'dan gelen sorular üzerine yazma kararı aldım. Hem toplu bir cevap vereceğim, hem de içimi dökeceğim. Bu soruları tahmin edersiniz ki buralarda aktif olduğum zamanlardaki takipçilerim sordu. Yeni takipçilerin böyle bir platformdan haberi bile yok. Blog nedir diye sorsanız Instagram hesabı gösterirler size, çünkü bir çoğu bilmiyor. Kısa başlıklar altında toparlayayım şimdi. 

Neden blog yazmıyorum?

Yazmıyorum doğru; içimden gelmiyor. Yazmayı yazarak kendimi ifade etmeyi seven biri olarak soğudum diyebilirim. Şu blog 11 yıldır var ve çok emek verdim. Instagram'da kendine blogger adını verip dolaşan kişilerle çok mücadele ettim. Bazen tek başıma bazen birkaç yakın arkadaşımla ama olmadı engel olamadık. Her şeyin samimiyeti o noktada bitti. Blog sahibi olanlar da aynı akıma dahil olup, bloglarını terk edince biz bir elin beş parmağını geçmeyen kişi bakıp kaldık olaylara. 

Dediğim gibi samimiyetini yitirdi her şey. Biz bir ürünü alır inceler yorumlarımızı yapardık, detayları ile anlatırdık. Bir şampuandan bahsediyoruz diyelim, beğendiğimizi söylerken ya da beğenmediğimizi söylerken saç tipimizi bir şampuandan beklentimizi anlatırdık. Okuyan da kendi beklentilerine göre karar verip değerlendirirdi. Ya şimdi? Ürünü paylaşıyor hatun kişi, alın aldırın muhteşem bir ürün diyor ve görevi bitiyor. Neye göre kime göre muhteşem? Detay veren yok, soran da yok zaten. Onun derdi markadan o ürünü ücretsiz alıp, yine markaya verdiği sözü yerine getirmek yani övmek.

Bana da markalardan ürünler geldi, hala da gelir nadir olsa da. Ben gözümde sorun çıkaran ürün ile yaşadıklarımı yazdığım için marka bana dava açacağını, acilen yazıyı revize etmem gerektiğini söyledi. Asla kabul etmedim, yazı hala durur bu blogda.

Diyeceğim o ki Instagram icat oldu mertlik bozuldu, orası keşke bir fotoğraf paylaşım platformu olarak kalsaydı. 

Anlayacağınız buz gibi oldum 11 yıllık emeğimin olduğu bu blogdan. Yalnız az sayıdaki aktif bloggerlardan Yeliz'in Keşifleri son zamanlarda blogunu güncel tutuyor, onu görünce yazsam mı yeniden acaba diye düşünmüyor değilim:))


Neden hediyeleşme etkinliği yapmıyorum?

7 yıl boyunca her yılın sonunda yaptım bu etkinliği. Amacım hem biz blog yazarları bir arada olalım, hem güzel anılar biriktirelim. Blog yazarlığı unutulmasın vs. Bu kadar blog yazarı bir araya gelmişken de bir sponsor belirleyelim o da günümüze renk katsın gibi düşüncelerimdi. Ama 7 yıl boyunca her etkinlik sonunda pişman oldum. 

Etkinlikte ikram edilen yemekleri az bulup "aç kaldık" diyeni de duydum, tabaktaki yiyecekleri fazla bulup "ıyyy" diyerek yüzünü buruşturanı da gördüm. Etkinlik zamanı yaklaşırken bana yakın duran blogger arkadaşlar, etkinlik bittikten sonra mesafeyi çizdi buna da şahit oldum. Her etkinlikte aynı kişileri çağırmak istemediğimden arada değişik isimleri konuk ediyordum. Buna darılıp küsenler de oldu, ana sınıfı öğrencisiyiz sanki. Bir de bu etkinlikler için markalardan para aldığım konuşulmuş bu bana aşırı iğrenç geldi. Ayıp!

Markalara gelirsek; acaba kaç blogger etkinliğinde gazetede haber oldular? Etkinlik sonu blogger yazıları tüm paylaşımlar gazete görüntüleri raporlayıp gönderdiğim bazı markalar teşekkür bile etmedi. En ucuz reklam yöntemi olan bloggerlar nasılsa kullanıldı işleri bitti değil mi?

İşin özü cebimden para harcayıp yaptığım bu etkinliklerin bana sadece zararı olduğu için ve böyle bir konuda artık üzülmek istemediğim için bu seriyi sonlandırdım.


Neden Instagram'da aktif değilim?

Doğrudur, sadece beni içten takip eden insanlar için arada hikaye paylaşımı yapıyorum çok nadir de akış paylaşımı yapıyorum. 

İlk sebebi o kadar takipçiye rağmen etkileşim gösteren insanların az olması. Mesela bir hikaye paylaşıyorum 1000 kişi görüyor, akış paylaşımı yapıyorum 5000 kişi görüyor 100 kişi beğeniyor. Neden? Hikayeme bakan kişiler sadece izlemekle yetiniyor. Etkileşim yok asla. Özellikle belirtiyorum bazen "akışta paylaşım yaptım hadi gelin" diyorum. Bu yazımı görüp yine de beğeni yapmıyorlar. Ben orada kendi kendime paylaşım yapıyormuşum, tüm takipçilerim sahteymiş gibi olmuyor mu sizce de?

Beğeni ya da yorum zorla yapılmaz ama hiç beğenmediğin birini de takip etmezsin. Takip ediyorsan da destek olursun bence.

İkinci sebebi ise şu reklam yazma konusu. Asla tam olarak netleşmeyen, sakıncalı olan durum hangisi nerede ne yazmalıyız asla tam olarak bilemediğimiz durum. Bilirsiniz size gösterdiğim çoğu ürünü kendim alıyorum. Para karşılığı hiç bir marka ile çalışmıyorum. Durum böyle iken risk almak da istemiyorum işin açığı.

İlgili platformlarda aktif olmayışımı size anlatmış oldum sanırım. Aklıma farklı bir şey gelirse yazımı güncellerim. Sizin de sormak istedikleriniz varsa yorumlarda buluşuruz. 

Devamını Oku »

Kiwi IPL Lazer Epilasyon Cihazı

Kiwi IPL Lazer Epilasyon Cihazı bugünün konuğu. Ürünün tam adı Kiwi KEP 6833 Pro IPL Lazer Epilasyon. Youtube için videosunu çekmiştim, yazımın sonuna eklerim ama blogumda da olsun istedim. Kiwi lazer epilason cihazı kullanımımı ve şimdiye kadar yaşadığım tecrübeyi anlatayım size.

Kiwi IPL Lazer Epilasyon Cihazı


Cihaz bir çoğunuzun bildiği gibi küçük ve ergonomik. 900 bin atış vaat ediyor. Farklı kademeleri var atış için. ^Yaklaşık 3 saniye ara ile atış yapabiliyorsunuz. İsterseniz manuel, isterseniz otomatik olarak.

Ürün tanıtımında her bölge için kullanılır dese de kullanım kılavuzunda biraz kısıtlama var gibi. 

Hiç uzatmadan gelelim benim Kiwi lazer epilasyon cihazı yorumuma. Yaklaşık 3 aydır kullanıyorum. Hangi bölgelerde kullandım? Bıyık bölgesi, koltuk altı, çene, bacaklar ve bikini bölgesi. Hangi sıklıkta kullandım? Ortalama haftada bir. 3 Aylık kullanımda kaç toplam kaç atış yaptım? Tahmini 70 bin.

Bendeki etkileri şöyle: Önce mutlu edenleri söyleyeyim dudak üstünde yani bıyık bölgesinde yan taraftaki birkaç tüy kıl şeklinde çıkardı. Artık öyle bir durum yok. Ve inanılır gibi değil, tüylerin çıkış süresi fazlalaştı. Yani eskiden birkaç günde bir kontrol ederdim mutlaka bir yerden bir şekilde  çıkardı tüyler. Şimdi daha seyrek çıktığı gibi, belli belirsiz çıkıyor. Çene kısmımda da aynı şekilde diyebilirim. Oradaki tüylerin bir kısmını ben elimle çekerek kıl haline getirmiştim zamanla. Şimdi onlar da çok seyrek çıkıyor ve hemen çıkmıyor. Bunlar, bu cihazda en sevdiklerim...

Bir de sevmediklerim var ki kalın tüylerde 'tüyleri alma' anlamında işe yaramıyor. Sanki eritiyor ama yerinden sökülmesini sağlamıyor. Bunu da şöyle düşündüm; acaba bazı güzellik merkezlerinde olduğu gibi tüyleri keserek aldıktan sonra uygulansa, acaba kökleri görüp yok eder mmi? Şimdi bu aşamadayım. Bu deneyimin de sonucunu yazıyı güncelleyerek sizlerle paylaşırım. 

Sevmediğim bir özelliği de 3 saniyede bir atış yapıyor olması. Sürekli acelesi olan biri olarak o üç saniyeyi beklemek bana çok zor geliyor. Minik bölgelere atış yapıyorsunuz ve her defasında 3 saniye bekliyorsunuz. Bir bacak kaç dakika sürer tahmin edin:))

Sonuç olarak bu epilasyon cihazını iyi ki almışım. Beklentim çok büyük olmamasına rağmen bıyık bölgesi sorunumu çözmesi bile büyük lüks benim için.

Bir de fiyatından bahsedeyim. Instagram'da alırken paylaşmıştım. Ben 2.040 lira gibi bir rakama almıştım. Ama şu sıralar oldukça düştü. Hatta A101 markete geleceği söyleniyor 1.300 liraya aklınızda olsun.

Ürünü incelemek isteyenler için 

Dediğim gibi, farklı bir gelişme olursa mutlaka yazımı güncelleyeceğim. 

Yeni bir yazıda görüşmek üzereTAM BURAYI tıklayabilirsiniz. Reklam değil ama reklam yazmamız lazım


Sevgiler



Devamını Oku »

Bakımlı Olmak Nedir? Nasıl Bakımlı Olunur?

Çok sıradan bir başlık değil mi? Bakın bu sıradan başlığın altını nasıl dolduracağız ilerleyen satırlarda. Bakımlı olmak nedir? Nasıl bakımlı olunur? Tabii biz dış bakımdan bahsediyoruz, ruh bakımına belki çok sonraları gireriz, beni şimdilik aşıyor.

bakımlı olmak nedir


Bu yazıda, konu ile ilgili doğru bilinen yanlışlardan ve bile isteye yapılan yanlışlardan bahsedeceğim. Tecrübem dahilinde, dilim döndüğünce anlatacağım. Örnekler vereceğim, birebir yaşadıklarımı anlatacağım.  Biraz dedikodu da yapmış olacağız ama durumu izah etmenin en kolay yolu örnekler üzerinden ilerlemek bana göre. 

Bakımlı olmanın ilk kuralı temizlik arkadaşlar, buradan başlayalım. Dışarıdan alımlı şık görünen bir kadın düşünün. Yanına yaklaştığınızda ter kokuyor, saçları kokuyor. Bir gülüyor, kırmızı rujun altından kahve ve sigara lekeleri ile dişleri çıkıyor. Bu noktada hemen bir parantez açıp, diş kemik rengi sarı olanları hariç tutuyorum. Ben temizlenmemiş dişlerden bahsediyorum. 

İlk örneğimiz bu konu ile ilgili olsun. Bir lansmanda blog camiasından tanıdığım biri ile karşılaştık, kucaklaştık. Sık ve uzun saçları burnuma girdi ve o ağır kokuyu size anlatamam. Nerede olsa tanırım, yağlı saç sorunsalı. Muhtemelen kuru şampuan kullanmış, dışarıdan saçlar kirli görünmüyor ama koku berbat. Acele ile oldu sanırım dedim. Başka bir karşılaşmada tekrar aynı şey. Anladım ki bakım fotoları videoları paylaşan bu genç kadın aslında çok iyi bakım yapmıyor. Dışarıdan baktığınızda görüntü gayet hoş. İddialı iddialı tanıtımlar vs.

Diğer bir örnek ter kokusu ile ilgili. Yine bizim camiadan biri. O kadar şık giyinir ki isim versem yalan söylediğimi düşünürsünüz. Ben de kendime inanamadım zaten. 

Şimdi bu örneklerde de gördüğümüz gibi süslenmek, iyi giyinmek, kocaman konuşmak bakımlı olmayı sağlamıyor. Tüm bunlar temizlik sonrası yapıldığında muhteşem olur. 

Peki insanın kendi elinde olmayan ter kokusu nasıl önlenir. Ya da doğuştan olan yağlı ten, saç olayı nasıl halledilir? Ter kokusu için inanılmaz başarılı koltuk altı ürünleri var. Banyo sonrası uygulamak yeterli. "Dur çok terledim roll on süreyim, parfüm sıkayım" demek korkunç bir hatadır. Temizlik yapılmadan bu ürünler kullanılırsa daha feci sonuçlar doğurur. Yağlı saçları olanlar da yazık ki biraz uğraşmak zorundalar. Öncelikle saç tiplerine uygun şampuanlar kullanmalılar. Ve sık sık saç diplerini yıkamalılar. Saç dipleri diyorum, çünkü asıl sorun orada. Şampuanı saç dipleri ile buluştırmak zorundalar. Özellikle işlem görmüş saçların boy ve uçları kuru olur. Yağlı saç için hazırlanan şampuanlar bu bölümleri daha da kurutur. O sebeple saç dipleri yıkanmalı son olarak da saçın boy ve uçları şöyle bir karıştırılmalı. Uzun saçlı olanlar bu konuda çok zorlanır biliyorum. Ama yapacak başka bir şey yok. 

Saçların temizliğinden bakımından kısaca bahsettik, biraz da cilt bakımından bahsedelim. Bakımlı olmanın bir ayağı da cilt bakımı. Hem kuru hem yağlı ciltlere sahip olanlar ekstra bakım yapmak zorunda ama bazıları pahalı kremler alarak bunu sağlamayı planlıyor. En çok atlanılan kısımlar ise cilt temizliği ve güneş koruması.

Hemen yine yaşadığım bir örnekten bahsedeyim. Kendi işimle ilgili bir toplantıdayım. Karşımdaki hanımefendiyi yaklaşık bir yıldır görmüyordum. 30 kilo vermiş, toplantı esnasında arada onu vurguluyor, her fırsatta. O esnada cildine gözüm takıldı, yağ içinde. Kendimi nasıl zor tutuyorum söylememek için anlatamam. Bir de yakın tanıyanlar bilir, ben sol gözüm sorunlu. Buna rağmen algılarım o kadar açılmış ki hemen fark ediyorum. Yani ona şöyle demek istedim "kilo vermen çok güzel ama şu allığın altındaki kiri pası neden temizlemiyorsun" Bu durumu çok yaşıyorum, hiç üstüme vazife değil biliyorum ama imkanlar varken özellikle kadınların bu şekilde gezmesini hiç istemiyorum. 

Kuru cilde sahip olanlarda da benzer sorun var. Asla ciltlerini nemlendirmiyorlar, üzerine makyaj yapıyorlar. Tüm çizgiler keskin keskin ortada. Aktardan alacakları kayısı çekirdeği yağı ile bir iki damla kullanıp ciltlerini sağlıklı gösterebilirler. Bunu ekonomik olarak kremlere para vermenin zorolduğunu söyleyenler için yazıyorum.

Her iki cilt tipi için güneş koruması çok önemli bunu her fırsatta söylüyorum. Eğer tek bir ürün kullanma şansınız varsa bu kesinlikle güneş koruması olmalı. Tabii temizlik sonrası...

Şimdi gelelim bazılarının sarı saç, platin saç tutkusuna. Korkunç, kabus gibi dolaşıyorlar yoluk yoluk saçlarla. O saçları açılmaktan pişmaniye gibi olmuş hala ne kesiyorlar ne platinden vazgeçiyorlar. Şimdi bu hanımlar bakımlı olduklarını mı düşünüyorlar? Bir arkadaşım var, yıllardır küllü sarı uzun saç kullanır. Çok da yakışıyor. Geçtiğimiz yıldı sanırım, saçlarını kestirdi. Çünkü saç rengini seviyordu. Yapılması gereken iki şeyden birini yaptı. Ve kısa olduğu halde bakımını ihmal etmez. Diğer bir örnek de kız kardeşim. O da yıllarca küllü sarı kullandı ama aşırı bakım yaptığı halde boy ve uçların yıprandığını görüp omuz boyunda kestirdi ve rengini koyulaştırdı açık kahve tonlarına geçti. 

Biraz da giyim kıyafet konusundan bahsedelim. Hiç bir kadının kirli kıyafet kullanacağını düşünmüyorum, o konudan bahsetmeyeceğim. Ancak ütülenmemiş elbise gömlek vs her şeyi çöp ediyor. Ya da tozlanmış ayakkabı. Spor ayakkabıların alt beyaz yerlerinin leş gibi olması. Düşünsenize çok güzel, pırıl pırıl giyinmiş tertemiz bir kadın. Saçı başı düzgün ayakkabısı leş gibi. Güzel görünmek, bakımlı olmak adına verdiği tüm emek çöp. Bir de bedenimizi tanımadan seçtiğimiz kıyafetler var. Burada da kendimdeki eksikleri söyleyip, kendimden örnek vereceğim. Benim omuzlarım geniş değil. Bu sebeple çok beğendiğim bir elbiseyi düşük kollu olduğu için giyemem. Ya halter yaka olacak ya tek omuz olacak ki omuzlarım belli olsun. Boyum uzun görünse de bacak boyum kısadır. Bol paça bir pantolon beni paçalı tavuk gibi gösterir. Şöyle bir gömlek giyip kot pantolon içine sokamam. Çünkü ne kadar zayıf olursam olayım simit bölgem bellidir ve çirkin durur. Ayağımda ameliyat izi var bu sebeple onu kamufle edecek pabuçlar tercih ederim. Sanırım anlatabilmişimdir. 

Makyaj konusuna geçelim. Herkes çok iyi makyaj yapmak zorunda değil. Bunu bu bölümün başında belirteyim. Zamanla yüzüne yakışan tarzda makyajı deneme yanılma yöntemi ile bulabilir insanlar. Ancak bazıları o kadar kötü makyaj yapıyor ki bununla çok güzel olduklarını düşünüyorlar. Çevrelerinde kimse de "bunu yapma sana yakışmıyor" demiyor. Ya da söylense de o kişi umursamıyor, bunu ben yaşadım. Kahve içmek için birkaç arkadaş toplandık. İçlerinden birine zamanın birinde bu makyaj sana hiç uygun değil, değiştirsen iyi olur demiştim. "Ben kendime makyaj yapamam ama başkasına yaparım" demişti ve bana bir göz makyajı yaptı korkunç oldum. Bildiğiniz göz kapağımı sulu boya yapar gibi boyadı. Ayıp olmasın diye sesimi çıkarmadım. Çünkü bir defa uyarmıştım, demek ki o kendini öyle iyi hissediyordu. Neyse kahve gününe gelelim. Oraya da yine abuk bir makyajla geldi. Kız kardeşim dik dik yüzüne bakıyor ısrarla. Burası çok komikti. Alamıyor gözlerini arkadaşımın yüzünden. En son kendini topladı, eğildi kulağıma "abla bu neden tokat yemiş gibi allık sürmüş" dedi bana. Gerçekten çok abartılı bir allık üstelik dağıtılamamış. Oysa ki giyimi filan çok şıktı. 

Makyaj olayında bana göre en önemli husus yüzdeki fazla gereksiz tüyler. Kaşlar alınmamışsa, boşluk varsa onlar doldurulmamışsa, dudak üstünde tüyler belirginleşmişse hangi makyajı yaparsanız yapın hiç bir şeye benzemez. Düzgün kaşlar ve tüylerden arınmış bir yüze makyaj bile gerekmez çoğu zaman. 

Gözleri küçük olan insanların göz içine siyah kalem kullanması, ince dudakları kalınlaştırmak için yarım santim dıştan kalem çekilmesi, kirpikler uzun kalın görünsün diye maskarayı bin kat sürüp topak topak kirpiklere sahip olunması aklıma gelen ilk makyaj hataları. 

Estetik faciaları var ondan hiç bahsetmeyeyim. Birbirine benzeyen bir çok kadın. Bununla ilgili de bir anım var ama başka bir yazı ya da videoda anlatayım, konu dışında çıkmayalım.

Ojeler... En sevdiğim kozmetik ürünleri. Öncelikle tırnak kişinin kendine aitse uzun tırnak severim. Jel tırnak takma tırnak yapmam yaptırmam itici gelir. Bu şahsi fikrim. Tırnak bakımı ayrı bir şeydir özen ister. Oje kullanıyorsanız düzenli yenilemek, vaktiniz yoksa çıkarmak zorundasınız. Yarım ojelerle nasıl çirkin görünür o cağğnım eller. Zaman zaman denk geliyorum sosyal medyada. Tırnak uzun ürün tanıtıyorlar, tırnağın içinde siyah bir şey. Ya da ojelerin bir kısmı yok. Takipçiye de saygısı yok bazılarının çok çirkin. 

10 yıldır blog yazıyorum, incelemelerimi sizlerle paylaşıyorum. Kozmetik konusunda tecrüben bunun 3 katı en az. Çok iyi makyaj yapamam ama ürünleri iyi incelerim ve zamanla kendime yakışan makyaj stilini de buldum bu şekilde devam ediyorum. 

Toparlayacak olursak, bakımlı olmak pahalı giysi, bol makyaj, üzerine boşaltılmış parfüm, sarı saç demek değildir. Temizlik ilk şarttır. Sonra kendi bedenimizi tanıyıp ona göre aksiyon almayı başarmaktır. Saç, makyaj kombin gibi.

Sağlıklı beslenmek, egzersiz de kişisel bakıma giriyor ancak bu da beni aşan bir konu şimdilik. 

Atladığım bir şeyler varsa ve aklıma gelirse ekleme yaparım daha sonra. Bu yazıyı okuyanların fikirlerini de aşırı merak ediyorum. Eklemek istediğiniz ya da size uymayan bir ifadem varsa mutlaka yazın. 

Yeni bir yazıda görüşmek üzere. 

Sevgiler

Devamını Oku »

Nsup Pureage Collagen Yorumlarım

Nsup Pureage Collagen ile geldim bugün. Ürünü biraz inceleyelim. Vaatleri neler? İçeriği nasıl? Sonra da ben kendi yorumlarımdan bahsedeyim size. İçeriği liste halinde yazımın sonuna ekleyeceğim ancak onun öncesinde bazı değerli içeriklerin neden var olduğunu yazacağım. Bu nokta çok önemli dikkatle okumanızı öneririm. Her zaman lazım olan bilgiler bunlar. Peki, başlayalım...

Nsup Pureage Collagen Yorum


Seramid: 

Genelde buğday, pirinç ve soya elde edilen deriyi onaran, nemlendiren pürüzsüzleştiren glukozil sfingolipid yapısında bir yağ asididir. Cildin nemlenmesine ve beyazlaşmasına yardımcı olur. 6 haftada kayda değer bir biçimde cildi nemlendirir. Kırışıklıklar ile ilgili düzelmeye bağlı olarak cildin pürüzsüz bir hal almasına yardımcı olur. 

Kolajen: 

Kemik, kas, cilt ve tendonlarda doğal olarak bulunan insan vücudunun en önemli yapı taşlarındandır. Kolajen yapısı her yaşla birlikte %1 oranında azalır ve ciltte kırışıklıklar, eklem sıvısı ve kıkırdağında azalma, elastikiyette azalma başlar. Kolajen ve seramid beraber kullanıldığında dehidrasyonun azalmasına ve çok keskin olmayan yaraların iyileşmesinde sinerjik etkinin artmasına yardımcı olur. 

Elastin: 

Eklem sağlığı ve kalp damar elastikiyetini arttırarak kalp damar sağlığı başta olmak üzere vücudun esnekliğine yardımcı olur. 

Hyaluronik asit: 

Vücudun nem miktarını arttırır. Bromelain: Ananastan elde edilir. Ödem atıcı ve sindirime yardımcı etkileri mevcuttur. 

Glutatyon-Resveratrol: 

Bilinen en güçlü antioksidanlardandır. Serbest radikallere karşı vücudu korur. 

Glisin ve L-Prolin: 

Kolajen üretimini sağlayan öncül aminoasitlerdir. 

Vitamin D3-K2: Damarlarda başıboş gezen kalsiyumun hücre içine girmesine yardımcı olarak kemik sağlığına yardımcı olur. K2 vitamini doğal bir ağrı kesicidir. 

Biotin (H Vitamini): Saç ve tırnak gelişimine yardımcı olur. 

Coenzim Q 10: Enerji metabolizmasında rol alır.


Gördüğünüz bu içerikler bir çok üründe yer alabilir, bazen hepsi bazen bir kısmı. Burada önemli olan miktarlarıdır. O zaman bir bakalım, Nsup kolajende hangi içerikten ne kadar varmış?

Nsup Pureage içerik

Şimdi de Nsup Pure age Collagen kullanımı ve yorumlarıma geçeyim. Ürün toz halde ve 300 gr. Aroması çilek ve içimi çok keyifli. Bir bardak suya bir ölçü şekilden her gün bir defa kullandım. 15 günlük kullanım sonucu bu yazıyı hazırlıyorum, bittiğinde güncelleyeceğim. Dizlerimde son zamanlar ortaya çıkan ağrıda hafifleme gözlemledim, saç dökülmenin azaldığını fark ettim son bir kaç gündür. İlerleyen günlerde hem bu etkileri hem de farklı gözlemlerimi eklerim buraya.





Devamını Oku »

Evde Keratin Bakımı Nasıl Yapılır?

Yine geldim, bu defa evde keratin bakımı nasıl yapılır ondan bahsetmek istedim. Birkaç tane de keratin markası vereceğim. Tabii özelliklerinden bahsederek.


Evde Keratin Bakımı Nasıl Yapılır


Yaklaşık 2 yıl hatta belki daha fazla süredir saçlarıma bazı işlemleri kendim yapıyorum. Boya, keratin bakım, fön gibi... Sadece balyaj kesim için kuaföre gidiyorum. Tüm bunları yapa yapa tecrübe edindim. Baya kötü sonuçlar da aldım tabii:))

İsterseniz evde keratin nasıl yapılır anlatmaya başlayayım. Bu uygulamaya başlamadan önce yapılması gerekenler var. Saçınıza boya balyaj, hatta kesim herhangi bir işlem yaptıracaksanız onu yaptırmış olmanız lazım. Keratinden sonra yaptırırsanız, keratinin yapısını bozarsınız. Uygulama öncesi saçlar temiz olmalı. Çünkü 2 gün yıkamayacaksınız. Bu arada saçlar kuru ya da hafif nemli olabilir. Ben kuru saça uygulamayı uygun buluyorum.

Bir boyama kabına önerilen miktarda keratini döküyoruz ve bir fırça yardımı ile tutam tutam ayırdığımız saçlarımıza sürüyoruz, boya yapıyormuş gibi. Ancak şöyle bir fark var; fırçayı saçın her teline dokundurmak için bol bol ürün sürmeyin saç sonra katılaşıyor ve yıkama zamanı gelene kadar beş aydır yıkanmamış saç gibi görünüyor. Tecrübe ile sabittir. Gelişi güzel ayırdığımız tutamlara sürüyoruz, bu arada da  tarıyoruz. Yani ürünün tüm saça dağılmasını bu şekilde sağlıyoruz. Önemli bir uyarı saçın dibine uygulamıyoruz yarım santim boşluk bırakıyoruz.

Şimdi sıra keratini saça sabitleme işleminde. Bunun için de ısıya ihtiyaç var. Ne yapıyoruz? Yüksek ısıda bir düzleştirici ile yine tutamlara ayırıp an baştan en sona saçımızı düzleştiriyoruz. Düzleştirici yoksa fön makinesi ve fırça yardımı ile de saçı düzleştirebilirsiniz. Düz fön çekin yani saçlarınıza. Hatta birkaç tur dönün iyice sabitleyin, saçı yakmadan tabii:)

Saça keratin yükleme işlemi bitti. Bundan sonrası da oldukça önemli. En az 2 gün o saçı yıkamıyoruz, toka takmıyoruz toplamıyoruz. Eğer bunları yaparsak o tokaların, toplamaların izleri kalır. 

Tuzsuz şampuanlar keratinin saçtaki kalıcılığını arttırıyor, bilginiz olsun. 

Gelelim keratin markalarına. Bugüne kadar 3 ayrı marka denedim. Sırası ile 

Bio Keratin Gold

700 ml bir ürün çok defa kullanılabilir ancak içeriğin çok temiz olduğunu söyleyemem. İşe yarıyor mu? Evet yarıyor ama ısı uygulama esnasında maskeniz ve gözlüğünüz olsun. Göz ve geniz yanması kötü. Çünkü içinde formaldehit var. Ben kullanmanızı önermem.

Motto Plus Keratin

İkili set halinde geliyor. Keratin ve şampuanı. Bu ürünü uygularken önce kendi şampuanı ile yıkıyorsunuz. Boyutu küçük. Yani benim saçlarımın boyuna göre 3 defa kullandım. İçeriğinde formaldehit göremedim. 

Avoxcin Keratin

Bu da çok defa kullanabileceğiniz bir ürün. Bunda da formaldehit yok. Hatta bu içeriğin olmadığı vurgulanıyor paylaşımlarda özellikle

Bu üç üründen ilk tercihim Motto Plus ikinci tercihim Avoxcin. Diğerini bir daha kullanacağımı düşünmüyorum. 

Sorunuz olursa bana buradan ya da Instagram @huzunsarisiblog hesabımdan ulaşabilirsiniz. 

Şimdi bu ürünlerle çektiğim Youtube videolarımın linkini bırakayım. Uygulamayı nasıl yaptığımı bu videolarda görebilirsiniz.

Yeni yazılarda görüşmek üzere








Devamını Oku »

ForTheSkin Collagen Foam Cleansing Deneyimim

Uzun zaman sonra bir ürün incelemesi ile geldim. ForTheSkin Foam Cleansing deneyimimi paylaşmak istedim sizlerle.

ForTheSkin Collagen Foam Cleansing Deneyimim


Ürünün özellikleri ve vaatlerinden bahsederek başlayalım her zamanki gibi. Plastik tüp ambalajda 180 ml boyutunda bir ürün. Tüm cilt tiplerine uygun. Adından da anladığınız üzere köpük formda bir temizleyici.

Nasıl kullandım? Yüzümü ıslattım, nohut büyüklüğünde bir parça avucuma sıkıp onu da birkaç damla su ile çözüp tüm yüzümü hafif masaj hareketleri ile temizledim. Göz çevreme kullanmadım. Aslında içerik kötü değil ama yine de benzer temizleme ürünleri yerine göz çevresi temizliğinde sadece gül suyu kullanmayı alışkanlık haline getirdim yıllardır. 

Vaatlerinde diyor ki; 

Gözeneklerdeki makyajı sebumu temizler ve yüzünüzü yıkadığınız andan bitişe kadar cildi temiz ve elastik tutar. İçeriğinde bulunan aminoasitler nemi arttırır cildi güçlendirir, cildin nemli kalmasını sağlar. Cildin nem dengesini korur.
Size şöyle de bir görsel hazırladım. Yazı unutulsa da görseller daha çok hafızada kalır.
ForTheSkin temizleme köpüğü

Şimdi gelelim benim Fortheskin temizleme köpüğü yorumlarıma. Günlük cilt temizliği için muhteşem desem abartmış olmam. Uygulama sonrası ciltte gerginlik yapmıyor. Cildinizi aynada gayet sağlıklı görüyorsunuz. Çok uzun vadede, yani birkaç tüp kullanıldığında eminim ki, vaatlerde bahsedilen cildi güçlendirme olayı da gözle görülür şekilde olur. Tabii ki makyaj temizlerken de kullandım. BB krem gibi hafif yapıdaki ürünleri sorunsuz ciltten. Ancak fondöteni tamamı ile temizlemiyor. Biraz da olsa toniklerken pamuğa geliyor. Gerçi bir kere de fondöteni temizleyen kaç ürün tanıdık ki?
Bu temizleme köpüğünü Kore ürünleri satan Jeju Kozmetik'in Trendyol mağazasından almıştım. Ürün neredeyse bitmek üzere ve tekrar alacağım. 
Ürünün vegan olduğunu da not düşeyim şuraya.
Yeni bir yazıda görüşmek üzere.
Sevgiler


 

Devamını Oku »

Kış Mimi

 

Ne uzun zaman oldu mim cevaplamayalı. Biraz heyecanlıyım yalan yok. Bu Kış Mimi ve beni etiketleyen JDSezer.  Bu mimi başlatan ise Beauty Life Türkiye. Sezer'e mim için teşekkür ediyorum. Hadi başlayalım... 

kış mimi



1.Kışın ne yapmaktan hoşlanırsın? 

En sevmediğim mevsimdir kış. Mümkünse tüm kışı uyuyarak geçirmek isterim. Burada "kış uykusuna yatmak" ifadesi gelebilir aklınıza hiç sakıncası yok :D Şaka bir yana ne yaparsam yapayım kış mevsimini keyif alınacak hale getiremem. 

2.Kış sana neyi hatırlatıyor? 

Kısıtlı imkanlarla yaşayanları hatırlatıyor. Çocuğunu ısıtamadığı için intihar eden anneyi, yine çocuğunu ısıtmaya çalışırken evini yakan anneyi hatırlatıyor. Evsizleri hatırlatıyor. 

3.Kış denildiğinde aklınıza ilk ne geliyor? 

Bu mevsimi aşırı sevip, çocuk gibi eğlenenler ile kış geldi diye imkansızlıktan mutsuz olanlar geliyor aklıma. İkisi de insan, ikisinin de yaşam hakkı var. Ama heyecanları başka 

4.Kış mevsiminin en çok sevdiğiniz yanı nedir? 

O kadar isterdim ki seveceğim bir yanı olmasını. Uzaylı gibi kalmazdım insanların arasında. Ama yok.

5.Kışın kullandığınız favori kozmetik ürününüz hangisi? 

Nemlendirici kullanımım artar, özellikle ellerim için. Evde olduğum zaman daha fazla olduğundan cilt bakımı saç bakımını da abartırım. 

6.Özellikle kışın yapmaktan hoşlandığınız bir şey var mı? Varsa nedir? 

Çok üzgünüm, böyle bir şey yok. 

7.Kış yemeklerinden en çok hangisini tüketirsiniz? 

Her mevsim en sevdiğim yemek kahvaltı. Biliyorsunuz, mutlulukla bir ilgisi var. Onun dışında kış mevsiminde portakal ve ayva tüketirim. 

8.Yaz mı? Kış mı? 

Yaz yaz yaz yaz yaz bin defa yaz 

9.2022 ye veda ederken ne söylemek istersin? 

Her şey çok güzel olacak!
Devamını Oku »

ForTHeSkin Bio-Ceramide Matrix Cream ve Ampoule Serum

 

Şu sıralar cilt bakım rutinime eklediğim iki üründen bahsetmek istiyorum size. ForTHeSkin Bio-Ceramide Matrix Cream ve ForTHeSkin Bio-Ceramide Matrix Ampoule Serum . ForTheSkin bir Kore markası ve ülkemizde bu markayı Jeju Kozmetik ile temin edebiliyoruz. İsterseniz biraz tanıyalım bu ürünleri. Hemen şu noktada belirteyim, iki ürünün de ilk dikkat çeken vaadi cilt bariyerini dış tahrişe karşı güçlendirmesi. 
ForTHeSkin Bio-Ceramide Matrix Cream


ForTHeSkin Bio-Ceramide Matrix Ampoule Serum 


70 ml pompalı şişede bu serum, kıvamlı bir jel. Temizleyip toniklediğim cildime kullanıyorum. Jel olmasına rağmen uygulaması oldukça basit. Dağılması orantılı. Doğal kökenli 26 çeşit içerik, 5 seramid bileşeni ve 8 hyaluronik asit içeriyor. Hedefi cildi besleyip nemlendirirken kırışıklıkları da onarmak. Bir kaç günlük kullanımımda cildimi canlı gösterdiğini fark ettim. Uzun vadede etkilerine hep birlikte bakacağız. 

ForTHeSkin Bio-Ceramide Matrix Cream 


Cam kavanozda 60 ml boyutunda kırışıklık karşıtı bir krem. Hafif hoş bir kokusu var. Doğal özlerle desteklenmiş 5 seramid bileşeni ve 8 hyaluronik asit içeriyor. İçeriğe bakıldığında cilt bariyerini onarma hedefi olduğu da çok net. Serum uygulamasından birkaç dakika sonra kullanıyorum. Şimdilik gayet iyi anlaşıyoruz, aşırı kuru cildimi nemlendirmesini ağırlık yapmamasını çabuk emilmesini sevdim. Uzun vadede diğer vaatlerini de göreceğim ve yazımı güncelleyerek sizlerle paylaşacağım. Bu arada her iki ürün de tüm cilt tipleri için hazırlanmış. Ürünlerle ilgili anlık paylaşımlarımı Instagram @huzunsarisiblog hesabımda görebilirsiniz.

Detaylarda ve yeni yazılarda görüşmek üzere
Sevgiler
Devamını Oku »

Beyaz Kil Maskesi ve Faydaları


Merhaba
Beyaz kil maskesi hakkında bir şeyler söylemek istedim bugün. Mesela beyaz kil maskesi faydalarını anlatayım bildiğim araştırdığım kadarı ile. Veya beyaz kil maskesi nasıl yapılır onu anlatayım. Geçen yıl bir arkadaşımdan duymuştum beyaz kil maskesi ve faydalarını. O dönem hakkında yazılar okumuştum ve sonra çok ilginçtir, hiç bir yerde bulamamıştım beyaz kil.
Bundan yaklaşık 2 ay önce farklı bir şey için girdiğim aktarda aklıma geldi, sordum. Olmadığını öğrenince neden getirtmediklerini sordum. Tekrar gittiğimde gelmiş olduğunu öğrenince hazine bulmuş gibi sevindim yarım kg aldım. Fiyatı da oldukça uygundu. Eve geldikten sonra yeni bir araştırma başladı. Nasıl hazırlamalıyım? Benim cilt tipime göre beyaz kil ile başka hangi malzemeleri karıştırmalıyım gibi.
Beyaz Kil Maskesi ve Faydaları


Beyaz Kil Maskesi Nasıl Yapılır 


Kil, kırık beyaz renkte ama uygulanınca açık yeşil oluyor, yeşil kil maskesi kullananlar bilir onun gibi. Benim cildim kuru ve ilk olarak araştırmam da bu yönde oldu. Hangi malzemeleri ne ölçüde kullandım hemen bahsedeyim. 2 tatlı kaşığı beyaz kil, 7-8 damla kayısı çekirdeği yağı ve kıvam alana kadar gül suyu ekledim, çamur haline getirdim. Fırça ile yüzüme sürdüm. Tabi tüm bu işlemleri cildi iyice temizledikten sonra yaptım.

Beyaz Kil Maskesinin Faydaları


15-20 dakika kadar bekleyip yıkadım. Ardından cilt bakımı rutinime devam ettim.
Sonuç mu? Işıl ışıl ve canlı bir cilt, üstelik yumuşacık. Beyaz kil maskesinin sıkılaştırıcı özelliği de varmış ancak bunu uzun vadede çözebiliriz ancak. Ayırca ciltteki pürüzleri giderdiği, gözeneklerdeki kir ve yağı temizleyerek yağ üretimini azalttığı da vaatleri arasında bu maskenin.
Beyaz kil aslında her türlü cilt tipine uygun. Onu maske haline getirirken içine eklediğimiz ürünler değişebilir. Ben cildim kuru olduğu için gülsuyu ile maske kıvamına getirdim. Yağlı cildi olanlar limon ve su ekleyebilir. Kayısı çekirdeği yağının ise cilde inanılmaz faydası var. Mesela cildi yağlandırmadan nemlendirmesi, elastikiyet sağlaması, kırışıklıkları geciktirmesi, güneş koruması sağlaması E vitamini içermesi gibi gibi saymakla bitmeyecek hünerler. Aslına bakarsanız bu yağı bağımsız kullanmak lazım ama bildiğim halde bunu yapamadım hiç. Yine okuduğum karışımlar arasında zeytinyağı da önerilmiş bazı yerlerde ama zeytinyağının kıl köklerini beslediğini bildiğimden sadece ilk denememde kullandım sonra vazgeçtim. Taze, pürüzsüz ama kıllı bir yüzüm olsun istemiyorum:)
Maskeyi haftada bir uygulamak yeterli.
Hemen bir uyarıda bulunmak istiyorum. Ben bu maskeyi yazmadan bir kaç farklı ciltte denedim. Kuru ve hassas cilde sahip bir arkadaşımda 20 dakika bekletince, ciltte geçici kırmızılıklar oluştu. Bir dahaki sefere 10 dakika beklettik aynı kırmızılıklar oluşmadı. Bunun dışında uyarı yapılacak herhangi bir nokta yaşamadım, yaşamadık.
Maskeyi temizleme yöntemi ile ilgili de bir püf noktası vereyim (bilmeyenler için), yıkarken avuç içlerimizi ıslatıp yüzümüzü de tampon hareketlerle ıslatalım. Bu şekilde maske cilde tutunmayı bırakacak, ondan sonra da bildiğimiz şekilde yıkayalım. Yüz lifi veya konjac sünger de bize faydalı olacaktır bu aşamada.
Beyaz kil maskesi hakkında şimdilik şimdilik söyleyeceklerim bunlar. Eğer farklı bir gelişme olursa yine burada 'güncelleme' şeklinde ekleme yaparım, sosyal medya hesaplarımda da duyururum. Elbette kullanmaya devam edeceğim.
Bir defa daha ölçü hakkında bir uyarıda bulunayım. Bazı sitelerde 3 yemek kaşığından bahsedilmiş. 3 yemek kaşığı ile 3 kişiye maske yaparsınız. Benim yüzüme 2 tatlı kaşığı rahat rahat yetiyor fazla bile geliyor. Yüzüm de öyle küçük sayılmaz:)
Blogumu hala takibe almadıysanız pc için sağ tarafta, mobil için altta göreceğiniz "izleyiciler" kısmından takibe alabilirsiniz.
Yeni bir yazıda görüşmek üzere.
Sevgiler

Devamını Oku »

Cilt Bakımında Ginseng Etkisi

Ginseng nedir diye bakacak olursak, Uzakdoğu’da yetişen çok uzun yıllık bir bitkidir. Asya ülkelerinde hakim olan ve oldukça sevilen ginseng bitkisi, cilt bakımında son yıllarda tercih edilen en popüler maddelerin başında gelmektedir. İçinde yer alan etken maddelerin hücre yenileyici özelliği olması sayesinde, kozmetik dünyasında cilt bakım ürünleri başta olmak üzere pek çok üründe kullanılan ginseng; serum, nemlendirici, krem gibi formlarda karşımıza çıkmaktadır. Coğrafi olarak pek çok ürün bakımından zengin olan Kore’de fazlasıyla yetiştirilen ginseng bitkisi, Koreli kadınların güzellik sırlarını da ortaya koymaktadır. 

Cilt Bakımında Ginseng Etkisi

Kore’nin en sevilen ve tercih edilen kozmetik markalarından biri olan I’m From, güzellik ve bakım denilince akla ilk gelen ürünlerden birisi olan ginseng serumu hazırlayarak pek çok kadının güzellik rutininde yer almayı başarmıştır. Ginseng serum , içeriğindeki ginseng özü ve kan dolaşımını hızlandıran sinensis yaprağı özü ile cilt bakımında yeni bir çığır açmıştır. Tamamen doğal bitki özlerinden üretilen ginseng serum, cildin taze ve canlı bir görünüme kavuşmasına yardımcı olmaktadır.

Ginseng Serumun Cilde Sağladığı Faydalar Nelerdir? 

Ginseng bitkisinin en önemli özelliği kan dolaşımını hızlandırması ve hücreleri yenilemesidir. Cilt bakımında kullanılan serumlar, kremler gibi ürünler ile kadınların vazgeçilmezi haline gelmiş olan ginseng, Korendy Türkiye’den rahatlıkla ulaşabileceğiniz Kore’nin ünlü kozmetik markası I’m From’a ait ginseng serum ile cildinize yapabileceğiniz en iyi yatırımı size ulaştırmaktadır. 

Ginseng serumun cilt için sağladığı faydalar saymakla bitmez ancak kısaca değinmek gerekirse, cilt tonunu eşitler. Böylece ciltte oluşmuş olan renk dengesizliklerini büyük oranda iyileştirir. Bunun yanında, cildi rahatlatma, yatıştırma, sakinleştirme gibi özelliklerinin yanı sıra cildin zaman içinde kaybolan elastikiyetini yeniden kazanmasına yardımcı olur. Ginseng serum, cildi besleyen pek çok doğal bitki özü de içerdiğinden dolayı cildin yumuşamısını sağlar ve doğal nem dengesini korumasına da yardımcı olur. Böylece erken yaşlanma belirtilerini ortadan kaldırır, kırışık görünümü azaltarak cilde genç bir görünüm kazandırır. Tüm cilt tipleri için uygun olan ginseng serumunu bakım rutininize ekleyerek kendinize karşı güzel bir iyilik yapmış olursunuz. I’m From ginseng serum sahibi olmak için Korendy Türkiye’yi ziyaret edebilirsiniz. 

Stick Güneş Kremi Nedir? 

Stick güneş kremi, kolay sürülebilen formda bulunan el değmeden cilde uygulanabilen katı bir güneş koruma ürünüdür. Bilinen güneş kremlerinin aksine, el değmeden cilde uygulanabilen stick güneş kremi, kolay sürülebilme özelliği ile de son yıllarda en favori güneş bakım ürünlerinden biri haline gelmiştir. 

Güneş koruyucu ürün kullanmak, cilde yapılacak en büyük iyiliklerden biridir. Ne yazık ki güneş kremlerinin yazın kullanıldığına dair yaygın bir inanış vardır. Aksine kışın da bakım ürünü olarak kullanılması gereken güneş koruyucular, cilt bakımında atlanmaması gereken en önemli basamaklardan biridir. Çünkü güneşin zararlı ışınları yalnızca yazın değil kışın da cilde etkilemektedir. Cildin erken yaşlanmasına, kırışıkların artmasına, leke oluşumuna neden olan güneş ışınları, güneş kremleri ile önlenebilir. Makyaj altı baz olarak da rahatlıkla kullanılacak olan stick güneş kremini yanınızdan ayırmamanızı tavsiye ederiz. 

Moremo Stick Güneş Kremi


Moremo Stick Güneş Kremi 

Moremo, Kore’nin en fazla tercih edilen kozmetik markalarından biridir. Markaya ait pek çok cilt bakım ürünü, Koreli kadınlar tarafından sıkça tercih edilmektedir. Doğal bitki özlerinden hazırlanan ürünlerin yanı sıra, son yıllarda adından sıkça söz ettiren stick güneş kremi ile de dikkat çekmektedir. Moremo markasına ait ürünlere Korendy Türkiye’den ulaşabilirsiniz. 

Moremo stick güneş kremi, ciltte beyaz kalıntı bırakmayan, kolay uygulanabilen ve makyaj altına makyajı tutma görevi görecek baz görevi görme özelliğine sahiptir. Bu kolay kullanımının yanında sağladığı yüksek koruma ile cildi güneşin zararlı UV ışınlarına karşı koruyarak, oluşacak kahverengi güneş lekelerinin önüne geçmektedir. Aynı zamanda cildi fazla sebumdan arındırarak ciltte meydana gelen fazla parlamayı engelleyerek, cildin daha mat ve sağlıklı bir görünüme kavuşmasını sağlar. Suya ve tere dayanıklı bir ürün olması ile de sürdükten sonra denize girdiğinizde ya da yüzünüzü yıkadığınızda ürünü tekrardan tazelemek durumunda kalmazsınız. 

Özellikle yaz aylarında gün içinde güneş kremini yenilemek gerekir. Daha fazla koruma sağlanması için uzun günlerde günde iki kez kullanılması gereken güneş kremleri, makyaj üzerine uygulanmaz. Ancak stick güneş kremi sağladığı yüksek konfor ve koruma sayesinde, gün içinde ikinci kez uygulamaya ihtiyaç bırakmıyor. Ayrıca stick formda olduğu için de uygulandığı anda ciltteki gözenekleri ve ince çizgi görünümünü büyük bir oranda azaltıyor. Hem bakım hem yüksek güneş koruması sağlayan stick güneş kremi, cilt bakımınızda yanınızdan ayırmayacağınız ürünlerden biri olmalıdır. 

Cilt bakım rutinleri, herkese göre değişkenlik göstermemelidir. Bakım rutininde kullanılacak ürünler ve izlenecek adımlar bellidir. Bu adımların ilki kesinlikle güneş koruyucu ürünlere aittir. Unutmamak gerekir ki, güneşin yararlı olduğu kadar zararlı etkileri de vardır. Siz de güzellik ve bakım rutinlerinizde cildinize en iyi gelecek ürünlere sahip olmak istiyorsanız Korendy Türkiye’yi ziyaret edebilirsiniz.

Devamını Oku »

Jejudo Sivilce Bandı

Yeni bir ürün denedim ve sizinle paylaşmaya geldim. Jejudo Sivilce Bandı . Tam adı Jejudo Original Pimple Patch. İçinizde sivilce bandı kullananlar var mı? Bu benim ilk deneyimim oldu. Hemen anlatmaya başlıyorum. 

Jejudo Sivilce Bandı


Eski takip edenler bilir, kuru cilde sahip olduğum için sivilce sorunu çok yaşamam. Olursa da kendiliğinden söner gider, dokunmam. Bu defa burnumun kenarında üç tane dip dibe sivilce çıktı. Biri büyük, şaşırdım. Hem acıyor hem de çok kötü duruyordu. Jejudo Sivilce Bandı'nı denemek istedim. Bu arada da aşamaları tek tek kaydettim, videolu anlatım bazen daha çok talep ediliyor. Yaklaşık 30 saat sürdü işlemleri tamamlamam. Yazımın altına videoyu ekleyeceğim tabii. Şimdi aşamaları tek tek yazacağım.

Jejudo Sivilce Bandı Nasıl Kullanılır?

Paketin içinden 36 adet bant çıkıyor. İki boy hazırlanmış. Temizlediğim ve kuruladığım sivilcelerin üzerine büyük olanlardan bir tane yapıştırdım. Büyük dediğim yaklaşık 1 cm çapında. 8 saat bekledim tekrar geçtim tripod karşısına ve bandı çıkardım. Sivilcelerden büyük olanının iltihabını almıştı, çok şaşırdım. Hemen orada hızlıca karar verip, diğer iki sivilcenin üzerine yapıştırdım. Gece o şekilde yattım. Bu defa 10 saat kaldı bant. O minik sivilcelerin iltihabını da almıştı bu defa. Videoyu izlediğinizde yüzümden çıkardığım banta nasıl baktığımı göreceksiniz. Sivilcelerin yerinde sadece bir kırmızılık kaldı. Onu gidermek de zaten sivilce bandının görevi değil. 

Sivilce Bandı


Bu bandı kullanırken ilgili bölge temiz ve kuru olmalı. Bantlar şeffaf üzerine makyajınızı yapabilirsiniz ama ne gerek var? Çıkarırken videoda gösterdiğim gibi dikine çıkarıyoruz. Çıkarma esnasında herhangi bir acı hissetmedim ama olur da çıkmazsa su ile ıslatıp daha kolay alabilirsiniz sivilce üzerinden. 10 yaş üzeri herkes kullanabilir. 

Bant, sivilcenizden aldığı akıntıyı kendi içinde jelleştirme özelliğine sahip, ilginç bir sistem. Fiyatı da hiç pahalı değil yaptığı işe göre. İçinde 36 bant var paketin.

Sonuç olarak beğendiğim bir ürün oldu. Ben yedeklemek amaçlı bir tane daha alacağım. Sizlerle de paylaşmak istedim. 

Buraya da videoyu ekliyorum. 





Devamını Oku »

Flormar Kaş Ürünleri

Flormar Kaş Ürünleri başlıklı bu yazımda markanın üç kaş ürününü inceleyeceğiz. Flormar Brow Micro Filler Pen, Flormar Tinted Brow Gel, Flormar Brow Setter & Primer Gel 

Flormar Kaş Ürünleri



Flormar Brow Micro Filler Pen

Kaşlardaki boşlukları doldurmak üzere tasarlanmış bir aplikatöre sahip. Fotoğrafta da göstermeye çalıştığım gibi kısadan uzuna üç ayrı tarak var. Instaglammers koleksiyonunda Micro Filler Pen olarak geçiyordu bu kalem. Sanıyorum ki başarılı bulunduğundan koleksiyon dışına çıkarılıp bağımsız olarak buluştu makyaj severlerle. 4 ayrı tonu var. Tek eksik açık renk kaşları olanlar için uygun bir tonu olmaması. Bendeki en açık renk olan 001 bu rengi sarışınlar kullanamaz. Onun dışında aşırı başarılı bir ürün, size uyan rengi varsa mutlaka denemelisiniz. Aplikatörü sayesinde kullanım zorluğu da çekmeyeceksiniz.

Flormar Tinted Brow Jel

Vaatlerinde şöyle diyor: Kaşlara hacim kazandıran ve suya dayanıklı olan Tinted Brow Gel, kaşları dolgunlaştıran ve kolay şekillendiren mikro filler sayesinde daha hacimli ve daha kalın bir kaş görünümü sunar. Suya dayanıklı yapısı ile gün boyu formunu koruyan hacimli kaşlar yaratır. Uygulaması gayet kolay bir kaş maskarası. Gün boyunca kaldı, ben silmeden çıkmadı.

Flormar Brow Setter Primer Gel

Bu ürün daha evvel bir koleksiyon ürünü olarak karşımıza çıktı. Healthy Glow Koleksiyonu içinde Brow Lift Primer olarak geçiyordu adı. Benim gibi diğer kullanıcılar da çok sevmiş ki koleksiyon dışında ambalajı değişerek karşımıza çıktı. Ürünü kıl kökü tersine uyguluyoruz, transparan ürün. Sabitlenmesi uzun sürmüyor. Kaşlarımızın yoğunluğuna göre tek başına kullanabiliriz. Ben nasıl kullanıyorum? Kaş makyajına başlarken önce primer uyguluyorum, bu şekilde boşluklar daha net görünüyor. Daha sonra da kaş kalemi ya da farı ile dolduruyorum. Bu arada kaş makyajının son adımı olarak da kullanılabilir. 

Sonuç olarak bu kaş ürünleri kesinlikle başarılı. Tek sorun çok daha açık renkleri olmalı. Sarı kaşları ya da açık kumral kaşları olanlar için uygun ton seçenekleri şimdilik yok. 

Yeni bir yazıda görüşmek üzere.

Sevgiler

Flormar Brow Micro Filler Pen


Devamını Oku »

Hope Saç Boyası Yorumum

Yine başka bir saç boyası denedim. Hope Saç Boyası. Sanıyorum ki Şok Market için üretilen bir boya bu.

Hope Saç Boyası Yorumum


Instagram'da kullanıp kullanmadığımı sormuşlardı ben de denk gelince aldım ve denedim. Biliyorsunuz uzun zamandır dip boyamı kendim yapıyorum. Hope 7.0 Kumral kullandığım renk. Aslında 7.1 ve 7.0 karıştırıp kullanıyorum çoğunlukla, küllü renkleri seviyorum çünkü. Ancak kapatıcılığını görebilmek için sadece 7.0 kullandım. Başlayalım o zaman...

Kit içerisinde 50 ml krem saç boyası, oksidasyon kremi ve uygulama şişesi, 10 ml saç kremi eldiven ve kullanma kılavuzu var. Vaat olarak da, zeytinyağlı bakım içeriği ile güçlendirici etki, üstün renk yoğunluğu, mükemmel beyaz kapama, göz alıcı ve uzun süre kalıcı renkler denilmiş.

Bir çoğunuz beyazlarımın fazla olduğunu biliyorsunuz; 24 yaşımdan beri mücadele ediyorum. Som iki yıldır da sürekli farklı boyalar deniyorum. Yine beyazlarımın kendini belli etmeye başladığı bir ara Hope Saç Boyası'nı denedim.

Beyazlarım neredeyse kapandı diyebilirim. Işık vurduğunda bazı yerlerin biraz daha açık renk olduğunu fark ettim ama çok ince bir detaydı. Evde saç boyama işlemine göre bu performans yeterliydi bana göre. Tek sıkıntı ise kısa sürede boyanın akması oldu. Daha saçların dipleri çıkmadan boya yavaş yavaş aktı. 1 ay dolmadan açık renk oluverdi beyaz olan bölümler. Bilirsiniz ben temiz saçı boyarım ve boya yaptıktan sonra boya tutsun diye üç gün yıkamam. Buna rağmen yazık ki bu konuda beni tatmin etmedi. Bir de fiyatı ucuz ya iki tane almıştım, diğeri kaldı öyle elimde. Acil durumlar için dursun bari. 

Sonuç olarak beyaz kapaması güzel ama kalıcı değil. Lila Kozmetik firmasına ait bir marka Hope. Lila'nın çok fazla boya seçeneği var ve ben birçoğunu kullandım. En vasatı bu çıktı.

Yeni bir yazıda tekrar görüşmek üzere.

Sevgiler

Hope Saç Boyası kullananlar


Devamını Oku »