Kozmetik Bloglarından Duyuru!

kozmetik-bloglarindan-duyuru

Kozmetik blogu yazarları olarak bir süredir aramızda konuştuğumuz ve bizi rahatsız eden konuları sizinle de paylaşalım; bir kez daha ve umut ediyoruz ki son kez (kozmetik blogları) biz kimiz, ne yaparız, amacımız ne anlatalım istedik. Umuyoruz ki bu açıklama ile hem kendimizi size anlatabiliriz; hem de son zamanlarda kulağımıza gelen, son derece yanlış ve verdiğimiz emeği hiçe sayan algı operasyonlarını değersizleştirebiliriz! Biz kozmetik blogu yazıyoruz; "hobimiz" bu renkli dünya yani! Makyaj malzemelerini gördüğümüzde aşkla bakıyoruz, gözlerinden kalpler çıkan emojilere dönüyoruz. Yeni bir üründen bahsederken sesimiz yükseliyor; kalp atışlarımız hızlanıyor. Saatlerce bir rujun "rose gold" ambalajına güzelleme yapabiliyoruz; ya da bir marka tenimize uyan fondöten getirmediğinde günlerce söylenebiliyoruz. Yeni bir far paleti aldığımızda kullanmadan önce günlerce bakışıyoruz. Fırçalarımızı arada bir elimize alıp okşuyoruz; yumuşaklıklarıyla kendimizden geçiyoruz. Kozmetiği yalnızca sevmiyoruz; tutkuyla bağlıyız. 

Biliyoruz ki aranızda bizim gibi olanlar, bu yazıları okuduğunda "deli galiba" demeyenler de var! Ama biz kozmetik blogu yazarı olarak, bu tutkumuzu bir farklı seviyeye taşıyıp, kozmetiklerle ilgili bildiğimiz ve anladığımız ne varsa yazmayı da seviyoruz. Okuyanlara bizim gözümüzden bu güzellikleri anlatmayı, iyi-kötü ne varsa paylaşmayı, yeniliklerden sizi haberdar etmeyi, gelen yorumlarla yeni bir şeyler öğrenmeyi seviyoruz. 

Şu an bu yazıyı okuyorsanız, biliyoruz ki siz de okumayı seviyorsunuz! Kozmetik bloglarımızda akışa hareket katmak için ara sıra yeni mekanlar gibi farklı konulara yer versek de, bizim uzmanlık alanımız kozmetik

Tüm dünyada "uzmanlaşmak" değerliyken, Türkiye'deki "ne iş olsa yaparım abi" kültürüne karşı gelip, moda adıyla "lifestyle blogger" olmak yerine "yalnızca kozmetik yazmaya devam etmeyi" tercih etme nedenimiz de bu: bildiğimiz işi yapıyoruz. Pek çoğumuz da bu işi gayet iyi yaptığı için kozmetik firmalarından işbirliği teklifleri alıyor; dolayısıyla işbirliği çalışmaları da yürütüyoruz. Ama, her işbirliğine de evet demiyoruz; birlikte çalışacağımız firmaları, gideceğimiz yerleri de inceleyerek seçmeye çalışıyoruz. Çünkü biliyoruz ki her gün, günde 3-4 ayrı yere gidip aynı hafta içinde de çeşit çeşit bakım yaptırmak karşı taraftan bakınca "pek de güvenilir görünmüyor"... Eleştirilerin bir kısmı da burada başlıyor: işbirliği çalışması yapılan ürünleri iyi yazma, kötüye kötü dememe, "her ürünü sevdiğini söyleme" gibi... 

Önce şu konuya açıklık getirelim: Türk yasalarına göre herhangi bir firmayı medya aracılığı ile karalamak suçtur. Bir ürünü dilinizin kemiği olduğunu unutarak kötülerseniz, firmanın sizi dava etme hakkı vardır. Ama bu her ürüne "harika" demek zorundasınız anlamına gelmez. Zaten ister makyaj ürünü renkli kozmetik, ister de cilt bakım ürünü olsun, kozmetik ürünlerinin performansı görecelidir; kişiden kişiye değişir ve birine çok iyi gelen üründen diğer bir kişi hiç sonuç alamayabilir. Bu yüzden de aklı başında bloglar bir üründen bahsederken, yaygın adıyla "PR ürünü" olsun olmasın, "olumlu ve olumsuz yönlerini" yazarlar, kendi ten renklerini ya da cilt türlerini belirterek "bende etkileri bu oldu ama farklı ten renklerinde, cilt türlerinde farklı performans gösterebilir" gibi bir cümleyle de bitirirler. Ya da o ürünü hiç yazmamayı da tercih edebilirler. Ama zaten iyi bir kozmetik blogu okuruysanız, bunu yapan ve yapmayan blogger ayrımını şimdiye kadar çoktan yapmışsınızdır ve kozmetik bloglarının "her önüne gelen ürünü övmediğini" de zaten gayet iyi biliyorsunuzdur. Ayrıca yine iyi okurlar bilirler ki, iyi kozmetik bloggerları kendilerine gelen PR ürünlerinin kat be kat fazlasını kendileri yeni ürünleri merak ettikleri için ve kozmetikleri tutkuyla sevdikleri için "kendi ceplerinden" hiç düşünmeden; hatta göze batacak biçimde harcarlar. Fotoğrafın kurgusundan çekimine, ışığından kompozisyonuna, yazıların planlanmasından ürünün yazılmasına kadar her ayrıntısıyla ince ince uğraşıp büyük emek verdiğimiz bloglarımızı, bizim bu hobiye bakış açımızı, ve "doğru bilinen yanlışları" size en net şekliyle anlatmaya çalıştığımız bu yazı umuyoruz ki bir milat olur ve bir daha da kendimizi kimseye anlatmak zorunda kalmayız... Kozmetiği ve bu tutkumuzu paylaşan herkesi çok seviyor, bizleri okuduğunuz ve umuyoruz ki anladığınız için de şükran duyuyoruz! Kozmetik Blogu Yazarları

NOT: Eğer "bu yazı beni de anlatıyor" diyorsanız, ilk okuduğunuz blogun adını referans göstererek /etiketleyerek kendi blogunuzda ya da Instagram sayfanızda yayınlamanızın hiçbir sakıncası yoktur; hatta mutlu oluruz! 
Devamını Oku »

Farmasi Pure Herbal Onarıcı El Kremi

farmasi-onarci-el-kremi


Merhaba

Bir süredir el kremi yazısı yazmıyordum, o sebeple  bugün blogda Farması Pure Herbal Onarıcı El Kremi olsun istedim.
Yazmam gereken, biriken yazıları tahmin bile edemezsiniz. Ne kadar düzenli notlar alsam da birbirine karışacak ürünler diye endişe ediyorum:)
Farmasi'nin yerli bir marka olduğunu hatırlatarak ürüne geçeyim.

Aslına bakarsanız bu krem yıpranmış ve çatlamış eller için formüle edilmiş. Ellerimde böyle bir sorun olmasa da el kremi merakıma yenildim:)
İçeriğinde Aloe Vera özleri, altın çiçeği özleri, mimoza özleri ve F vitamini varmış. Bu özler araştırıldığında muhteşem etkiler bıraktığı gözleniyor. 
Koyu kıvamlı bir ürün. İlk denememde sanırım biraz fazla almışım, dakikalarca emilmedi. Sonraki deneyimlerimde daha az kullandım ve rahat emildi. 
Annemin elleri çok kurudur, yani aşırı kuru. Kış aylarında çatladığı bile olur. Son gidişimde yanımda götürdüm 3 gün gözlemledim ve sordum. Verdiği cevap "ellerim hafifledi, biz alalım bu kremden" oldu.
Demek ki neymiş? Bana fazla anneme tam gelmiş Farmasi Pure Herbal Onarıcı El Kremi
En iddalı vaadini görebilmek için ciddi anlamda kuru, çatlamış ve yıpranmış ellerde kullanılması gerektiği düşüncesindeyim. Benim, annemin tecrübesine göre de, ellerinde böyle sorunları olanların bu kreme şans vermesi gerektiği kanaatindeyim.
Yeni bir yazıda görüşmek üzere.
Sevgiler


Devamını Oku »

Cecile All Day Performance Eyeliner



cecile-all-day-performance-eyeliner-02

Merhaba 

Yıllardır makyajlarımızın vazgeçilmezi olan bir göz ürününden bahsetmek istiyorum size bugün. Cecile All Day Performance Eyeliner 
Bakmayın adında eyeliner olduğuna. O bir göz kalemi, o bir göz farı, o bir eyeliner, o bir simsiyah:))

02 numarası benim kullandığım ve size yazacağım. 20 ayrı rengi var bu ürünün. Suya dayanıklı oluşundan bahsetmiş Cecile. Bunu birebir hiç denemedim ancak, tüm gün gözümde kalmasına rağmen akmaması, bozulmaması ve dağılmamasına şahit oldum. Çıkarırken de hiç zorlanmadım. Her deneyimimde farklı bir ürünle çıkardım. En zayıf formüllü makyaj temizleme pedi ile çıkarabildim mesela.


Peki nasıl kullandım? Ne şekilde kullandım? En iyi hangisinden sonuç aldım? 
All Day Performans Eyeliner'ın iki ucu var. Biri renk veren, kalem şeklinde yumuşacık ucu, diğeri ise dağıtma işleminde kullanacağımız sünger uç.

Göz içime kalem olarak uyguladım. göz üstüne eyeliner olarak uyguladım ayrıca göz üstüne gelişi güzel kalınca bir çizgi çekip, sünger ucu ile iyice dağıttım. Bu sünger ucu eyeliner şeklinde kullandığımda fazla kaçan bölümü silmek için de kullandım, tabi bu aşamada yeni temizlenmiş olması lazım. Temizliğini ise makyaj temizleme pedleri veya mendilleri ile yapıyorum. 



Genel anlamda sevdiğim bu ürün oldu, sevmediğim tek özelliği var. O da kalemtıraş ile açma zorunluluğu. 
Fiyatı kendi sitesinde 19 lira gibi. Bu arada Cecile ürünlerini, kendi sitesi dışında Watsons Mağazaları'ndan alabilirsiniz.
Yeni bir yazıda görüşmek üzere
Sevgiler

Devamını Oku »